16 Temmuz 2015 Perşembe


Anamızı Öpen Kadı...
 

Eski bir söz vardır bilirsiniz; “et kokarsa tuzlanır ya tuz kokarsa” der...
*
Son çare olarak başvurulanın da bozulması halinde, her şeyin mahvolacağını ifade eder...
*
Parlamenter demokrasilerde sistemin” tuzu” da yargıdır; o bozulmuşsa, siyasallaşmışsa, hukukun üstünlüğünü değil de üstünlerin hukukunu referans alarak işliyorsa, ne demokrasiden söz edilebilir, ne de sağlıklı bir düzenden...
*
Ne yazık ki, uzundur ülkenin hali budur...
*
Ne tadı vardır ne de “tuzu”...
*
Yargı çürümüş, ortalık iyice karışmıştır...
*
Önceki gün, Anayasa mahkemesince verildiği söylenen, ama hala ortalarda görünmeyen ve mahkemece işin ivediliğine binaen her hangi bir açıklama yapılmayan dershanelerle ilgili kararı, bugün de Danıştay 6. Dairesince, Gezi eylemlerine neden olan, “Taksim Yayalaştırma Projesi” diğer adıyla “Topçu Kışlası” konusunda daha önce verilmiş olan iptal kararının, örneğine çok az rastlanır şekilde, karar düzeltme aşamasında kaldırılması, Urla’daki villalar olduğu bölgeyi  1. Dereceden 3. Derece sit alanına düşüren kararın yürütmesinin durdurulması bunun en son örnekleri...
*
Sanki Gezi’de onlarca insan yaşamını yitirmemiş, sanki Dershaneler kapatılınca eğitim öğretim durmuş...
*
Yargı’nın hantal çalışıp, iş işten geçtikten sonra karar vermesi yetmezmiş gibi ayakları havada...
*
Referans alması gereken hukuk, toplumun ortak menfaatlerini, iyiliğini gözetmek için oluşturulmuş bir sistem değilmiş de gökten zembille inmiş günün koşullarına ve ihtiyaca göre yorumlanamaz “kutsal” kaideymiş...
*
Tuz kokmuş!
*
Kadı anamızı öper olmuş, kimi kime şikayet edeceğiz...
 
Mustafa Tuğrul Turhan