4 Nisan 2016 Pazartesi


 
 
Vize Kalksa Ne Yazar Kalkmasa Ne Yazar!... (Teşbihte Hata Olmaz!..)

 
Ormandaki hayvanlar telaşla koşuşmaya, kaçmaları için birbirlerini uyarmaya başladıklarında “kıçı açık maymun” Şebek, bir ağacın tepesinde daldan dala atlayarak kendi kendine oyunlar oynuyormuş...
*
Durumu fark edince, ağacın üstünden telaşla uçmakta olan leyleğe seslenerek, “hey leylek kardeş ne bu telaş nereye gidiyorsun” diye sormuş...
*
Leylek; “kaçıyoruz çocukları da aldım gidiyoruz” demiş...

Bunun üzerine şebek, iyi de neden kaçıyorsun diye tekrar sorunca, leylek, komünistler geliyormuş, ondan kaçıyoruz diye cevap vermiş...
*
Şebek, şöyle bir durmuş, sonra uzaklaşmakta olan leyleğe, “iyi de komünistlerden sana ne, ne diye kaçıyorsun onlardan” diye seslenmiş...

Leylek, bana ne olur mu, bak ben ve çocuklar yılda birkaç kez yurt dışına gidip geliyoruz, komünistler gelince buna izin vermezlermiş” diye yanıtladıktan sonra hızla uzaklaşmış...
*
Kafası karışan şebek, düşünceli bir biçimde başını önüne eğdiğinde ağacın altından telaşla geçen kaplumbağa ailesini görmüş ve onlara “hey kaplumbağa kardeş, siz nereye siz de mi komünistlerden kaçıyorsunuz” diye sormuş...
*
Baba kaplumbağa, “evet” deyince, “peki ama neden, size ne komünistlerden” demiş...

Bunun üzerine baba kaplumbağa, “olur mu, biz kaçmayalım da kim kaçsın, baksana bir ev benim sırtımda bir ev hanımın sırtında birer ev de çocukların sırtında komünistler gelirse evlerimizi alırmış” diyerek uzaklaşmış...
*
Kafası iyice karışan şebek, derhal ağaçtan atlayarak, onların gittiği yöne doğru koşarak kaçmaya başlamış, bir süre koştuktan sonra aniden durmuş ve kendi kendine, “leylek ailesi kaçıyor yurt dışına gidip geliyorlar, kaplumbağalar kaçıyor, bir sürü evleri var; ulan ben niye kaçıyorum, kıçı açık şebeğim, ne evim var, ne yurt dışına çıkışım, kim gelirse gelsin ne fark eder” demiş...
*
Ve kaçmaktan vazgeçerek dönüp gelmiş ağaca tırmanıp hayatına devam etmiş...

Teşbihte hata olmaz, ülkemiz üzerinden batıya geçen göçmenleri geri alma karşılığında Avrupa ülkelerine vizesiz geçiş hakkı alacak olmamız da tıpkı bu fıkra gibi...
*
Sanki millet de Avrupa’ya gitmek için sıraya girdiydi...
*
Bir avuç tuzu kuru haricinde halkın büyük çoğunluğunun kıçı açık, insanlar karnını zor doyuruyor; vize kalksa ne yazar kalkmasa ne yazar!...

 



AKP’nin Faturası...


İçişleri Bakanı 20 Mart’tan sonra ülkemizden ayrılan göçmenlerin 04 Nisan’dan (bugünden) itibaren geri alınacağını açıklamış...
*
İyi de yasal olmayan yollardan kaçak olarak Türkiye’ye girmiş olup, yine aynı şekilde Yunanistan veya bir başka batı ülkesine geçenlerin alınlarında mı yazıyor hangi tarihte ülkemizden ayrıldığı...
*
Eğer bunların bilgileri isim isim, tarih tarih eldeyse, bu insanların “gayrı yasal” yollardan ülkeye girdikleri ve Yunanistan’a geçtikleri söylenebilir mi?..
*
20 Mart’tan sonra kimlerin ve kaç kişinin batıya geçtiğini biliyorsan, pek ala sınırları açıp göçmenleri kabul etmiş ve de Yunanistan be diğer batı ülkelerine geçmelerine destek olmuşsun demektir...
*
Dolayısıyla bu da yüzlerce göçmenin Ege sularında yaşamını yitirmesine seyirci olmak anlamına gelir...
*
Göçmenleri kontrolsüz olarak alıp ülkenin dört bir yanına dağılmasına izin verilmesi, Ege kıyılarına kadar varıp insan tacirlerinin eline düşmelerine kayıtsız kalınması bile başlı başına bir sorumsuzluk örneği değil midir?...
*
Nitekim Avrupa ülkeleri bu yanlış göçmen politikasının ucunun kendilerine dokunacağını görmüş ve kendi ülkelerini korumak adına, denetimli olarak vaat ettiği 3 milyar avro karşılığında Türkiye’yi Suriyeli göçmenlerin bakıcısı yapmıştır...
*
Bundan sonra geri alınacak göçmenlerle birlikte sayıları 3 milyonu bulacak olan Suriyeliler bizim insanımız olacaktır; bu da işsizlik, eğitim v.s olmak üzere halen yaşadığımız tüm sorunların daha da katlanması demektir...
*
AKP’nin yanlış Suriye politikasının ağır faturasını ne yazık ki, halkımız ödemektedir...

                                                               ***