Demek ki Neymiş
“One Minute” Hikayeymiş...
Rotasını
RTE’nin çizdiği AKP iktidarı, baktı ki, uzun zamandır dünya ülkelerinden bir
bir kopup yalnız kaldı; şimdi U dönüşü yapıp tükürdüklerini yalayarak,
ilişkileri eskiye döndürmeye çalışıyor...
İsrail’le
yapılan anlaşma bu kapsamda atılan adımlardan birisi...
Bir tantana ile açıklanmasına karşılık, önemli adımlar içerdiğini söylemek çok zor...
Anlaşmaya
göre, bir zamanlar Cuma namazını Gazze’de kılacağını iddia edenlerin yönettiği
Türkiye, İsrail’in, Gazze ablukasını kaldırması talebinden vazgeçecek, buna
karşılık İsrail de Gazze’ye Türkiye’nin insani yardım yapmasına, elektrik
santrali ve hastane kurmasına izin verecekmiş...
İyi
de zaten şu anki durum bu; Gazze’ye yapılan tüm yardımlar İsrail izin verirse
yapılabiliyor, yani yeni bir gelişme söz konusu değil...
*
İkili ilişkiler, Büyükelçiler tekrar gönderilerek yeniden kurulacak, İki tarafta, NATO ve BM gibi uluslararası forumlarda birbirlerinin çıkarlarını zedeleyeceği düşünülen biçimde hareket etmekten kaçınacaklarmış...
*
İkili ilişkiler, Büyükelçiler tekrar gönderilerek yeniden kurulacak, İki tarafta, NATO ve BM gibi uluslararası forumlarda birbirlerinin çıkarlarını zedeleyeceği düşünülen biçimde hareket etmekten kaçınacaklarmış...
İsrail,
başta Filistin olmak üzere diğer Arap ülkeleriyle çatıştığı ve Türkiye,
Müslüman oldukları savıyla Arap ülkelerinin yanında tavır koyduğu sürece bu
nasıl mümkün olacak?..
Bunun
işlerlik kazanabilmesi için Türkiye’nin Müslüman ülkelerle taraf olmaktan
vazgeçmesi
gerektiği ve bunun da Türkiye’nin verdiği yeni bir taviz olduğu çok açık...*
HAMAS’ın elindeki esir İsrail askerleri ve öldürülmüş olan askerlerin İsrail’e verilmesi konusunda Türkiye arabuluculuk yapacakmış...
Nereden nereye değil mi?...
"One minute"’den gelinen noktaya bakın!...
Demek
ki neymiş, "one minute" hikayeymiş, dış politika Kasımpaşa üslubuyla
yürümüyormuş...
*
İsrail, Mavi Marmara olayında hayatını kaybeden ve yaralanan Türkler’in ailelerine yapılacak yardımda kullanılmak üzere bir “fona” 21 milyon dolar yatıracakmış; buna karşılık Türkiye, halen Türkiye’de bu konuda devam etmekte olan bütün davaları sonlandıracakmış...
*
İsrail, Mavi Marmara olayında hayatını kaybeden ve yaralanan Türkler’in ailelerine yapılacak yardımda kullanılmak üzere bir “fona” 21 milyon dolar yatıracakmış; buna karşılık Türkiye, halen Türkiye’de bu konuda devam etmekte olan bütün davaları sonlandıracakmış...
Bu
konuda, daha önce Türkiye, İsrail’in resmi tazminat ödemesini istiyordu, ancak anlaşmaya
göre, İsrail tazminat ödemeyip bir “fona” para aktarmakla bu işin içinden
çıkıyor ve Türkiye’deki davalar da sona erdiriliyor...
Hükümet
bunu ne kadar allasa pullasa da bir kazanım olarak görülmesi zor...
*
Türkiye, HAMAS’ın İsrail’e karşı Türkiye sınırları içinde üslenmesini engelleyecekmiş; İsrail bu konuda Türkiye'den HAMAS üst komuta merkezini sınır dışı etmesini talep etmekteymiş...
*
Türkiye, HAMAS’ın İsrail’e karşı Türkiye sınırları içinde üslenmesini engelleyecekmiş; İsrail bu konuda Türkiye'den HAMAS üst komuta merkezini sınır dışı etmesini talep etmekteymiş...
Bu
madde açıkça Türkiye’nin, birçok batılı ülkenin terör örgütü olarak ilan ettiği
HAMAS’ı bugüne kadar ülke içinde üslendirmiş olduğunun ve üst komuta merkezini
barındırdığının kabul ve ilanıdır...
Bundan
geri dönülmesi de yapılan yanlışın kabul edilmesidir ki, doğru olmakla birlikte, elbette İsrail
açısından kazanç Türkiye için taviz anlamına gelmektedir...
*
İki ülke askeri iş birliğini ve istihbarat paylaşımını yeniden başlatacakmış...
Ki,
bu da İsrail ile taraf olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır...*
İki ülke askeri iş birliğini ve istihbarat paylaşımını yeniden başlatacakmış...
*
Ve son olarak, İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için ortak bir boru hattı kurulması görüşülecekmiş ve Türkiye İsrail gazını alıp Avrupa ülkelerine satacakmış...
Türkiye’nin
özellikle Rusya ile uçak krizi yaşadıktan ve İran ve Türki cumhuriyetlerle
doğalgaz ticareti açısından ilişkisi bozulmaya başladıktan sonra doğalgaz
temini konusunda İsrail’e yöneleceği daha önce epey dillendirilmişti; bugün
anlaşmada böyle bir maddenin olması bu nedenle sürpriz sayılmaz...
Türkiye’nin
bu konuda geldiği nokta “büyük lokma ye büyük konuşma” özdeyişinin bir
tezahürüdür...
*
Netice olarak, anlaşmanın geneline bakıldığında, başta da belirttiğimiz gibi ortada kayda değer yeni bir gelişme olmadığını, Türkiye’nin adeta, uluslar arası ilişkilerin, din bağı, ulus kökeni v.s gibi unsurlara değil, ülkelerin uzun vadeli çıkarlarına, konjonktüre ve uluslar arası hukuka göre yürüdüğünü yeni yeni öğreniyor olduğu izlenimi verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır...
*
Kaldı ki, her ikili ilişkide olduğu gibi uluslararası ilişkilerde de önemli olan karşılıklı "güvendir"...
*
Bu çerçevede, yakın tarihte sudan sebeplerle komşularıyla ve tarihi kökleri olan diğer ülkelerle ilişkilerini bozan Türkiye'nin, yalnız kaldıktan sonra bugün, U dönüşü yaparak, yeniden ilişki kurmak istemesine İsrail, Rusya, Mısır ve diğerlerinin ne kadar güveneceği ve kurulsa bile bu yeni ilişkilerin ne denli sağlıklı yürüyeceği de başlı başına bilinmezliklerle dolu önemli bir sorundur...
*
Netice olarak, anlaşmanın geneline bakıldığında, başta da belirttiğimiz gibi ortada kayda değer yeni bir gelişme olmadığını, Türkiye’nin adeta, uluslar arası ilişkilerin, din bağı, ulus kökeni v.s gibi unsurlara değil, ülkelerin uzun vadeli çıkarlarına, konjonktüre ve uluslar arası hukuka göre yürüdüğünü yeni yeni öğreniyor olduğu izlenimi verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır...
*
Kaldı ki, her ikili ilişkide olduğu gibi uluslararası ilişkilerde de önemli olan karşılıklı "güvendir"...
*
Bu çerçevede, yakın tarihte sudan sebeplerle komşularıyla ve tarihi kökleri olan diğer ülkelerle ilişkilerini bozan Türkiye'nin, yalnız kaldıktan sonra bugün, U dönüşü yaparak, yeniden ilişki kurmak istemesine İsrail, Rusya, Mısır ve diğerlerinin ne kadar güveneceği ve kurulsa bile bu yeni ilişkilerin ne denli sağlıklı yürüyeceği de başlı başına bilinmezliklerle dolu önemli bir sorundur...