Babadan Oğul’a Dededen Toruna...
CHP
nihayet İstanbul ve Ankara Büyükşehirleri başta olmak üzere daha önce
açıkladıklarından arda kalan il ve ilçelerin belediye meclisi üyeleri ile
başkan adaylarının belirlemesini yaptı...
Çoğu
yerde yöntemin adı “fermuar”...
Çekti
fermuarı bitirdi işi...
*
İstanbul
ilçelerinde durum evlere şenlik...
Beşiktaş’a
Mustafa Sarıgül’ün yakın çalışma arkadaşı aday gösterilmek istenince, bazı
genel başkan yardımcıları itiraz ediyor...
Beşiktaş
için adı geçen Bakırköy’e kaydırılmak isteyince istifa ediyor...
Bu
istifa üzerine Bakırköy’den Kadıköy’e kaydırılan aday geri Bakırköy’e çekilince
Kadıköy işi de karışıyor...
KIlıçdaroğlu
devreye giriyor ve bu üç ilçe için de “son kararı ben vereceğim” diyor...
Şişli
adayı İsmet İnönü’nün torunu...
*
Edirne
ve Kırklareli’nde parti teşkilatından başka hiç kimse yokmuş gibi bu illerin
milletvekilleri belediye başkan adayı...
Seçmen
onları milletvekili olarak görev yapsın diye seçip göndermedi mi?
E
öyleyse, genel seçime yaklaşık daha bir yıl varken niye bir de onları belediye
başkanı adayı yapıyorsun...
*
İzmir’in
Buca İlçesinin belediye başkan adayı, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın
oğlu Levent Piriştina...
*
Ankara’nın
Çankaya’sında, belediye meclisi adayları içinde Yenimahalle’den alınıp
Çankaya’ya bağlanan Çayyolu’ndan hiç kimse bulunmuyor!
En
azından onca zamandır emek verip çalışanlardan bir temsilci bile listede yer
almıyor...
Hemen
arkasından da Yenimahalle de halen görevde olan Fethi Yaşar ile devam
edilmesine, Çankaya da ise eski belediye başkanlarından Doğan Taşdelen’in oğlu
Alper Taşdelen’in aday gösterilmesine karar verildiği haberi ortaya düşüyor...
İl
yönetimi istifayı düşünüyor...
*
Görüleceği
üzere İstanbul, Ankara, İzmir’de yöntemin adı “babadan oğul’a” veya “dededen
toruna”.
*
Melih
Gökçek oğlunu aday yapacak diye esip gürleyenlere bak...
Ankara Çankaya’da
otuza yakın adayın çabalarını aylardır seyredip, sonunda Gökçek’in yapmadığını
yapıveriyor...
Hem de tepeden inme...
İzmir Buca, İstanbul Şişli'de aynı...
Hem de tepeden inme...
İzmir Buca, İstanbul Şişli'de aynı...
Bırak,
parti içi demokrasinin olmazsa olmazı ve de tüzüğün gereği olan ön seçimi,
eğilim yoklamasını bile yapmadan...
Öyleyse,
iğneyi kendine çuvaldızı Gökçek’e batıracaksın...
*
Madem
böyle yapacaksın onca aday adayını neden koşturdun?
Yazık
değil mi insanların emeğine?
Bu
işler, parti meclisinde yapılan tartışmaları “son kararı ben vereceğim” diyerek kesen genel başkanın iki dudağının
arasındaysa, AKP’yi niye eleştiriyorsun?
AKP’nin
bütün adaylarını eğilim yoklamasıyla belirlediğini görmüyor musun?
*
Madem
demokratik olmuyorsun, bari adil ol...
Mesela,
Ankara’nın “çantada keklik” görünen Çankaya’sı
gibi büyük kentlerin büyük semtlerinin belediye meclislerinde belli oranda
temsil edilmesini sağla...
Fermuarını
öyle çek ki, “son kararı” genel
başkanının vereceği yerlerde, CHP’li seçmenin ezici ağırlıkta olduğu Ankara’nın
Çayyolu’su gibi semtlerden birileri belediye meclislerine girsin...
*
Yoksa
bu uyguladığın yöntemin adı olsa olsa “ben
yaptım oldu” olur...
Emrivaki
yapmanın sonucuna da katlanırsın...
Belki,
insanlar yıllardır olduğu gibi yine “kerhen”
oy verir ve de Çankaya’yı yine alırsın, ama ya diğer ilçeler?
Ya
partiye olan güven kaybı?
Ya
kırgınlıklar, kızgınlıklar?
Onları
ne yapacaksın?
*
Bunların
acısı zamanla çıkar...
Fark
ettiğinde de iş işten çoktan geçer...
Kendi
koyduğu kuralları günübirlik yaklaşımlarla çiğneyenlerin sonu hüsran olur...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder