9 Şubat 2014 Pazar

Babadan Oğul’a Dededen Toruna...

CHP nihayet İstanbul ve Ankara Büyükşehirleri başta olmak üzere daha önce açıkladıklarından arda kalan il ve ilçelerin belediye meclisi üyeleri ile başkan adaylarının belirlemesini yaptı...
Çoğu yerde yöntemin adı “fermuar”...
Çekti fermuarı bitirdi işi...
*
İstanbul ilçelerinde durum evlere şenlik...
Beşiktaş’a Mustafa Sarıgül’ün yakın çalışma arkadaşı aday gösterilmek istenince, bazı genel başkan yardımcıları itiraz ediyor...
Beşiktaş için adı geçen Bakırköy’e kaydırılmak isteyince istifa ediyor...
Bu istifa üzerine Bakırköy’den Kadıköy’e kaydırılan aday geri Bakırköy’e çekilince Kadıköy işi de karışıyor...
KIlıçdaroğlu devreye giriyor ve bu üç ilçe için de “son kararı ben vereceğim” diyor...
Şişli adayı İsmet İnönü’nün torunu...
*
Edirne ve Kırklareli’nde parti teşkilatından başka hiç kimse yokmuş gibi bu illerin milletvekilleri belediye başkan adayı...
Seçmen onları milletvekili olarak görev yapsın diye seçip göndermedi mi?
E öyleyse, genel seçime yaklaşık daha bir yıl varken niye bir de onları belediye başkanı adayı yapıyorsun...
*
İzmir’in Buca İlçesinin belediye başkan adayı, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın oğlu Levent Piriştina...
*
Ankara’nın Çankaya’sında, belediye meclisi adayları içinde Yenimahalle’den alınıp Çankaya’ya bağlanan Çayyolu’ndan hiç kimse bulunmuyor!
En azından onca zamandır emek verip çalışanlardan bir temsilci bile listede yer almıyor...
Hemen arkasından da Yenimahalle de halen görevde olan Fethi Yaşar ile devam edilmesine, Çankaya da ise eski belediye başkanlarından Doğan Taşdelen’in oğlu Alper Taşdelen’in aday gösterilmesine karar verildiği haberi ortaya düşüyor...
İl yönetimi istifayı düşünüyor...
*
Görüleceği üzere İstanbul, Ankara, İzmir’de yöntemin adı “babadan oğul’a” veya “dededen toruna”.
*
Melih Gökçek oğlunu aday yapacak diye esip gürleyenlere bak...
Ankara Çankaya’da otuza yakın adayın çabalarını aylardır seyredip, sonunda Gökçek’in yapmadığını yapıveriyor...
Hem de tepeden inme...
İzmir Buca, İstanbul Şişli'de aynı...
Bırak, parti içi demokrasinin olmazsa olmazı ve de tüzüğün gereği olan ön seçimi, eğilim yoklamasını bile yapmadan...
Öyleyse, iğneyi kendine çuvaldızı Gökçek’e batıracaksın...
*
Madem böyle yapacaksın onca aday adayını neden koşturdun?
Yazık değil mi insanların emeğine?
Bu işler, parti meclisinde yapılan tartışmaları “son kararı ben vereceğim” diyerek kesen genel başkanın iki dudağının arasındaysa, AKP’yi niye eleştiriyorsun?
AKP’nin bütün adaylarını eğilim yoklamasıyla belirlediğini görmüyor musun?
*
Madem demokratik olmuyorsun, bari adil ol...
Mesela, Ankara’nın “çantada keklik” görünen Çankaya’sı gibi büyük kentlerin büyük semtlerinin belediye meclislerinde belli oranda temsil edilmesini sağla...
Fermuarını öyle çek ki, “son kararı” genel başkanının vereceği yerlerde, CHP’li seçmenin ezici ağırlıkta olduğu Ankara’nın Çayyolu’su gibi semtlerden birileri belediye meclislerine girsin...
*
Yoksa bu uyguladığın yöntemin adı olsa olsa “ben yaptım oldu” olur...
Emrivaki yapmanın sonucuna da katlanırsın...
Belki, insanlar yıllardır olduğu gibi yine “kerhen” oy verir ve de Çankaya’yı yine alırsın, ama ya diğer ilçeler?
Ya partiye olan güven kaybı?
Ya kırgınlıklar, kızgınlıklar?
Onları ne yapacaksın?
*
Bunların acısı zamanla çıkar...
Fark ettiğinde de iş işten çoktan geçer...
Kendi koyduğu kuralları günübirlik yaklaşımlarla çiğneyenlerin sonu hüsran olur...


Mustafa Tuğrul Turhan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder