28 Eylül 2014 Pazar


 

Parasız Eğitim Haktır...

 
Her gün hızla değişen iç ve dış siyasi gelişmelerden fırsat bulup da ciddi memleket meseleleri üzerine pek az kişi kafa yoruyor...
IŞİD’di, Ezidiler’di, PKK’nın ana dilde eğitim yapmak amacıyla okullar açmasıydı, türbanın orta öğretime inmesiydi derken, temel sorunlar gözden kaçıyor...
Bunların en başında da eğitim öğretim geliyor...
Bu konuda söylenecek çok şey olsa da fırsat eşitliğini bozan, eğitim öğretimin paralı olması sorunu, her zaman ilk sırayı alıyor...
*
Geçtiğimiz günlerde, özel okul furyası ile fırsat eşitliğinin iyice bozulduğu, en çok ücreti isteyen özel okulun en iyi öğretim yapan okulmuş gibi algılandığı, devlet okullarının birçok eksiği varken özel okullara teşvik verilmesinin yanlış olduğu, okul başarısının doğrudan hayat başarısı olmadığı gibi konuları el aldıysam da, eğitim öğretim sorunlarına sık değinen ender köşe yazarlarından İsmet Berkan’ın, dünkü Hürriyette yer alan “çocuk haklarından ne kadar haberdarız” başlıklı yazısı, bu konularda ne kadar da yazsak yeterli olmayacağını ortaya koyuyor...
*
Berkan, yazısında Türkiye’nin 1990 yılında imzaladığı ve 1995 yılında da TBMM’nin onaylamasıyla bağlayıcı hale gelen “Çocuk Hakları Sözleşmesi” kapsamında çocukların sahip oldukları haklardan söz ediyor ve bunlardan kamuoyunun haberdar olmadığına dikkat çekiyor...
Toplam 54 maddeden oluşan “Çocuk Hakları Sözleşmesi” özünde 1-Yaşama hakkı, 2-Gelişimini tamamlama hakkı, 3-Zararlı etkilerden, tacizden ve istismardan korunma, 4-Ailesiyle birlikte kültürel ve sosyal hayata katılma hakkı olmak üzere dört temel ilke üzerine oturuyor ve 18 yaşından küçük herkesi çocuk sayıyor...
Anılan sözleşmenin, eğitimle ilgili 18. Maddesi, çocuğun eğitiminden ve gelişiminden ana babanın birlikte sorumlu olduğunu söylüyor ve çocuğun eğitim hakkına ilişkin 28. Maddesi de, ilköğretimin “ücretsiz” olmasını “emrediyor”...
*
Evet, yanlış okumadınız, ilköğretimin “ücretsiz olmasını emrediyor”...
Önermiyor, tavsiye etmiyor; “emrediyor”...
*
Peki, uluslararası bağlayıcı olan bu sözleşmede imzamız olmasına rağmen biz de durum ne?
Ana okulları dahil, ilköğretimde özel okullar cirit atıyor...
Parası olanlar, özel okullara büyük meblağlar ödüyor, olmayanlar çocuklarını imkanları kıt olan devlet okullarına gönderiyor...
Fırsat eşitsizliği, daha ana kucağında başlıyor...
*
Bizim Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, eğitim öğretimin bu tarafıyla değil, çocuk yaştakilerin kafalarını örtmekle uğraşıyor...
Sözde çocuklarımızı düşünen (!) anlı şanlı eğitimciler, kendi özel okullarının diğerlerinden ayrıcalıklı olduğuyla övünüp müşteri kazanma yarışı yapıyor...
Uluslar arası bağlayıcılığı olan “Çocuk Hakları Sözleşmesinin”, “emredici hükmü” çocuklarımız için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan (!) bu kesimlerce görmezden, bilmezden geliniyor...
*
Eğitim öğretimin, hak ve hukuk hiçe sayılarak parası olanların nitelikli hizmet alabileceği bir kazanç kapısı yapılmasına göz yumularak, çocukların önemli bir bölümünün geleceği karartılıyor...
Hiç kuşkusuz, fırsat eşitliğinin yok edildiği bu çarpık eğitim öğretim politikası, ülkenin geleceği için de en büyük tehlike oluyor...
Ve ne yazık ki, uluslararası sözleşmede yer alsa da, en temel haklardan biri olsa da, parasız eğitimin hayata geçmesi için de mücadele vermek gerekiyor...

Mustafa Tuğrul Turhan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder