14 Kasım 2014 Cuma

Kafadaki Çuval...

Siyaset yapmakla siyaset yazmak arasında pek çok benzerlik vardır...
Hiç beklenmedik bir anda, küçük bir olayın değerlendirilmesinde, en yakınlarınla bile ayrı köşelere düşmek bu benzerliklerden sadece birisidir...
*
Al işte, İstanbul Eminönü’nde bir grup genç tarafından Amerikalı bir askerin kafasına çuval geçirilmesi eylemi...
Kişisel kanaatimi yazacağım, birileri yüzüme olmasa da içinden, “bizde bunu adam sanıyorduk” diyecek...
Yazmayacağım içim rahat etmeyecek; o nedenle kim ne derse desin yazacağım...
*
“Askerin başına çuval geçirmek” olarak yapıldığı için bu eylem, öncelikle 4 Temmuz 2003’te Kuzey Irak’ta bulunan Süleymaniye kentinde karargah kurmuş olan 11 Türk askerinin başına Amerikalı’larca çuval geçirilmesini hatırlatıyor...
Daha sonra da kısmen Amerikan 6. Filosu İstanbul’a geldiğinde kente inen çok sayıdaki askerin protesto edilerek denize atılması olayına benziyor...
Ama sadece hatırlatıyor ve benziyor...
*
Kuzey Irak’ta kafalarına çuval geçirilen Türk askerleri üniformalı ve görev başında, bu olaydaki iki Amerikan askerleri ise sivil kıyafetleriyle bankamatik sırasında...
İkincisi, 6. Filo mensubu askerlerin İstanbul’da denize atılmasına kadar varan protestoların fitili, Amerikalı’ların özellikle eğlence mekanlarının bulunduğu Beyoğlu’nda taşkınlıklar yapmaları, hesap ödemek istememeleri üzerine ateşleniyor, protestoyu başlatan gençlere, halk da büyük çaplı destek veriyor; bu olayda ise halktan destek gelmediği gibi, Amerikalı iki sivil kıyafetli askerin protestoyu davet eden bir taşkınlığı görülmüyor...
*
Ha eğer, üniformalı olup olmamaları, taşkınlık yapıp yapmamaları önemli değil, Amerikalı olmaları yeter; burada onların Şahsında Amerikan emperyalizmi protesto ediliyor.” Deniyorsa o başka...
O zaman, ülkeye gelen Amerikalı turiste de çuval geçirmek mubah demektir...
Al sana eylem, hem de çok kolay...
*
Demem o ki, bu tür eylemler artık pek ilgi çekmiyor ve halktan da destek görmüyor...
Neden mi?
Amerikalı, Amerikalılığını yapıyor...
 Esas kafasına çuval geçirilmesi gerekenler, Amerikalı ile kol kola girip, kendi ülkesine satanlar...
O kadar çok çuvallık kafa var ki, ortada gerine gerine dolaşıyor...
*
İktidarlar Amerikalı “dostlarla” iyi geçinmeye bağlı olarak alınıp veriliyor...
Amerika ne derse o oluyor...
Ülke bölünmenin ve bunu sağlayacak olan anlamsız bir savaşın eşiğine getiriliyor...
Atatürk’ün partisi, BOP projesinin, bölüm bölüm uygulamasına ses çıkarmıyor, hatta destek veriyor...
Halk umudunu yitirmiş, aldatılmış, Amerikancı AKP politikalarının esiri olmuş...
İki sivil giyimli Amerikan askerinin kafasına çuval geçirmişsin kimin umurunda...
*
Ama bunu yapanları kahraman ilan edenler de yok değil...
Bunlardan birisi de tribünlere yazan ve iki lafın başında “İzmirli” “Egeli” olmayı marifetmiş gibi öne çıkartan Yılmaz Özdil...
Bu eylemi yapan gençlik örgütün başkanı için, “Bizim oralı, tipik ege çocuğudur. En çetrefilli durumlarda bile, hayata gülümseyerek bakar. Gazetelerde yayınlanan gözaltı fotoğraflarına baktım mesela... Gülümseyerek selfie yapmış iyi mi!” diyor...
Getirip olayı yine memleketçiliğe bağlıyor ya pes yani...
Bu ülkenin başka kentlerinden “ en çetrefilli zamanlarda bile, hayata gülümseyerek bakan” kimse çıkmıyor sanki...
Oysa analar neler doğuruyor...
Nedir bu, CHP’ye oy veriyor diye göklere çıkartılan İzmir abartması anlamak mümkün değil...
Bak son seçimlere İzmir’de AKP’nin nefesi ensede...
Yurdunu milletini seven insan her yerden çıkar, çıkıyor da Gezi protestolarında genç yaşta yaşamını yitirenler, Validebağ’da polis barikatına yumruk sallayan kadınlar nereli acaba?
*
Bunun ne önemi var...
Onların protestoları, iki Amerikalı’nın başına çuval geçirmekten çok daha somut ve anlamlı değil mi?
Kahraman aranıyorsa, kafadaki “memleketçilik” çuvalını çıkartıp, ülkenin her köşesinde, zulme ve hukuksuzluğa direnen binlerce on binlerce yurtsevere bakmak gerek...

Mustafa Tuğrul Turhan







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder