Kafadaki
Çuval...
Siyaset
yapmakla siyaset yazmak arasında pek çok benzerlik vardır...
Hiç
beklenmedik bir anda, küçük bir olayın değerlendirilmesinde, en yakınlarınla
bile ayrı köşelere düşmek bu benzerliklerden sadece birisidir...
*
Al
işte, İstanbul Eminönü’nde bir grup genç tarafından Amerikalı bir askerin
kafasına çuval geçirilmesi eylemi...
Kişisel
kanaatimi yazacağım, birileri yüzüme olmasa da içinden, “bizde bunu adam
sanıyorduk” diyecek...
Yazmayacağım
içim rahat etmeyecek; o nedenle kim ne derse desin yazacağım...
*
“Askerin
başına çuval geçirmek” olarak yapıldığı için bu eylem, öncelikle 4 Temmuz 2003’te
Kuzey Irak’ta bulunan Süleymaniye kentinde karargah kurmuş olan 11 Türk
askerinin başına Amerikalı’larca çuval geçirilmesini hatırlatıyor...
Daha
sonra da kısmen Amerikan 6. Filosu İstanbul’a geldiğinde kente inen çok
sayıdaki askerin protesto edilerek denize atılması olayına benziyor...
Ama
sadece hatırlatıyor ve benziyor...
*
Kuzey
Irak’ta kafalarına çuval geçirilen Türk askerleri üniformalı ve görev başında,
bu olaydaki iki Amerikan askerleri ise sivil kıyafetleriyle bankamatik
sırasında...
İkincisi,
6. Filo mensubu askerlerin İstanbul’da denize atılmasına kadar varan
protestoların fitili, Amerikalı’ların özellikle eğlence mekanlarının bulunduğu
Beyoğlu’nda taşkınlıklar yapmaları, hesap ödemek istememeleri üzerine
ateşleniyor, protestoyu başlatan gençlere, halk da büyük çaplı destek veriyor;
bu olayda ise halktan destek gelmediği gibi, Amerikalı iki sivil kıyafetli askerin
protestoyu davet eden bir taşkınlığı görülmüyor...
*
Ha
eğer, üniformalı olup olmamaları, taşkınlık yapıp yapmamaları önemli değil, Amerikalı
olmaları yeter; burada onların Şahsında Amerikan emperyalizmi protesto ediliyor.”
Deniyorsa o başka...
O
zaman, ülkeye gelen Amerikalı turiste de çuval geçirmek mubah demektir...
Al
sana eylem, hem de çok kolay...
*
Demem
o ki, bu tür eylemler artık pek ilgi çekmiyor ve halktan da destek görmüyor...
Neden
mi?
Amerikalı,
Amerikalılığını yapıyor...
Esas kafasına çuval geçirilmesi gerekenler,
Amerikalı ile kol kola girip, kendi ülkesine satanlar...
O
kadar çok çuvallık kafa var ki, ortada gerine gerine dolaşıyor...
*
İktidarlar
Amerikalı “dostlarla” iyi geçinmeye bağlı olarak alınıp veriliyor...
Amerika
ne derse o oluyor...
Ülke
bölünmenin ve bunu sağlayacak olan anlamsız bir savaşın eşiğine getiriliyor...
Atatürk’ün
partisi, BOP projesinin, bölüm bölüm uygulamasına ses çıkarmıyor, hatta destek
veriyor...
Halk
umudunu yitirmiş, aldatılmış, Amerikancı AKP politikalarının esiri olmuş...
İki
sivil giyimli Amerikan askerinin kafasına çuval geçirmişsin kimin umurunda...
*
Ama
bunu yapanları kahraman ilan edenler de yok değil...
Bunlardan
birisi de tribünlere yazan ve iki lafın başında “İzmirli” “Egeli” olmayı
marifetmiş gibi öne çıkartan Yılmaz Özdil...
Bu
eylemi yapan gençlik örgütün başkanı için, “Bizim oralı, tipik ege çocuğudur.
En çetrefilli durumlarda bile, hayata gülümseyerek bakar. Gazetelerde
yayınlanan gözaltı fotoğraflarına baktım mesela... Gülümseyerek selfie yapmış
iyi mi!” diyor...
Getirip
olayı yine memleketçiliğe bağlıyor ya pes yani...
Bu
ülkenin başka kentlerinden “ en çetrefilli zamanlarda bile, hayata gülümseyerek
bakan” kimse çıkmıyor sanki...
Oysa
analar neler doğuruyor...
Nedir
bu, CHP’ye oy veriyor diye göklere çıkartılan İzmir abartması anlamak mümkün değil...
Bak
son seçimlere İzmir’de AKP’nin nefesi ensede...
Yurdunu
milletini seven insan her yerden çıkar, çıkıyor da Gezi protestolarında genç
yaşta yaşamını yitirenler, Validebağ’da polis barikatına yumruk sallayan kadınlar
nereli acaba?
*
Bunun
ne önemi var...
Onların
protestoları, iki Amerikalı’nın başına çuval geçirmekten çok daha somut ve anlamlı
değil mi?
Kahraman
aranıyorsa, kafadaki “memleketçilik” çuvalını çıkartıp, ülkenin her köşesinde, zulme
ve hukuksuzluğa direnen binlerce on binlerce yurtsevere bakmak gerek...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder