4 Aralık 2014 Perşembe

Hazin Tablo...

“Merdi Kıpti şecaatini arz ederken sirkatin söylermiş,” derler eskiler...
Türkçesi, “Çingene’nin merdi, kendini överken hırsızlığını anlatır.” Demektir...
*
Başbakan Davutoğlu’nun, Alevi yurttaşların, devlet tarafından fişlendiği iddialarının sıkça gündeme getirildiği,  yaşanan muhtelif olaylar üzerine kimi milletvekillerince ilgili bakanların yanıtlaması istemiyle bu konuda soru önergelerinin verildiği şu günlerde yaptığı bir atamaya ilişkin açıklama, tam da bu sözü akıllara getirmektedir...
*
Pollyanna edasıyla herkese yaptığı gibi Alevi yurttaşlara da “mavi boncuk” vermeye çalışan Sn. Başbakan, “Ayrımcılığa karşıyım, geçenlerde önemli bir daire başkanlığı için atama yapacaktık. Bana 3 isim getirdiler, aralarında bir de kadın vardı, onun için ‘Alevi’ dediler, ben de hemen onun atanmasını istedim.” Diyor...
İyi mi?
*
E hani, Alevi’lerin fişlendiği iddiaları doğru değildi?..
Bundan iyi itiraf olur mu?
Başbakan, Alevi’lere şirin görünmeye çalışırken, devletin hangi memurun Alevi olduğunu bildiğini de açıklamış olmuyor mu?...
*
Madem fişleme yok...
Atama yapılması için getirilen 3 isimden birisinin Alevi olduğunu, o isimleri getiren devlet görevlileri nereden biliyor?..
Biliyorsa da neden “bu Alevi” diyerek belirtme gereği duyuyor...
*
Her konuda konuşmayı seven Sn. Başbakan, bu konuda da konuşmalı ve eğer verebiliyorsa, bu soruların yanıtlarını da kamuoyuna vermelidir...
*
Başbakan’ın söz konusu açıklaması, “fişleme” itirafı niteliğinde olduğu kadar, atama kriteri açısından da talihsizliktir...
Çünkü kamu görevine atamada temel ilke, şu veya bu mezhebin mensubu olmak değil,“liyakat” sahibi olmaktır...
Atama yapılacak görevi yapmaya yeterli ve uygun olmaktır...
*
Hal böyleyken, Sn. Başbakan’ın önüne getirilen 3 isimden en liyakatli olanını ataması gerekirken, Alevi olduğu söylenen kadın memuru ataması ve bunu da siyasi rant hesaplarıyla açıklaması tam bir garabettir...
Bu atamanın, uzun zamandır “liyakat” aramaksızın İmam Hatip mezunlarının alakasız görevlere atanmasından hiçbir farkı yoktur...
O atamalarda da bu atamada da mantık ve kriter aynıdır; referans din’dir...
*
Ve kuşkusuz bütün bu yaşananlar, laik cumhuriyetin getirildiği hazin tabloyu bir kez daha gözler önünde sermektedir...

Mustafa Tuğrul Turhan













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder