Derin Uykudayken…
Kalleş
bir pusu gibi…
Bir
gece yarısı kesildi yüzlerce ağaç. ODTÜ’ye gizlice geldi belediye iş makineleri…
Havadan ve karadan polis desteğiyle…
Duyanlar koştular, durun bu yaptığınız hukuksuzdur demeye…
Hakkı ve hukuku korumakla görevli o polis kesti önlerini…
Oysa ağaçların katledildiği alanla ilgili plan askıdaydı hala ve de dolmamıştı daha itiraz süresi.
ODTÜ yönetimi plana itiraza hazırlanırken kesildi onca ağaç.
Artık itiraz etsen ne yazar.
Ağaçlar gittikten sonra, sür eşeğini Niğde’ye…
Hukuk yok sayıldı yine, son yıllarda adet olduğu üzere.
Ağaçlara sahip çıkmak isteyenler hukuka sarılmak istediler, her şeye rağmen ve yine çaresizce.
Cumhuriyet Savcısına koştular önce suç duyuru yapmaya, bulup da yapamadılar.
En yakın polis karakoluna vardılar, dilekçelerini almadılar.
Aradılar, hukuku bulamadılar.
Çoktan yok edilmişti.
Hukukun üstünlüğü bitmiş, üstünlerin hukuku egemen olmuştu.
Artık, her şey ben ne dersem o olur anlayışıyla yapılıyordu.
Askı süresiymiş, itirazmış onlar da neydi?
Koskoca belediye başkanı ne derse o olurdu.
Atatürk Orman Çiftliğine saray yapmak için, ODTÜ’den yol geçirmek için yüzlerce ağacı da keser, istediğini de yapardı.
Seçilmişti bir kere…
Hem de arkasında koskoca bir iktidar vardı.
Çoğunluğa sahip olmanın, her şeyi yapma ve hukuk tanımama hakkı verdiğini sanan bir iktidar.
Bunun, demokrasi değil, faşizm olduğunu bilmezden gelen bir iktidar…
E öyleyse kim tutardı belediye başkanını.
ODTÜ’deki ağaçları korumaya çalışanlar mı, eleştiri ve itiraz hakkını kullanmak isteyenler mi?
Kim?
Dur diyecek, hukuksuzlukların hesabını soracak tek bir güç vardı…
O da uzun zamandır derin bir uykudaydı…
Rüyasında, ya yoksullukla boğuşup yardımlarla zar zor geçiniyor, ya da AVM’lerde marka mağazaları geziyor, akıllı telefonuyla oynuyor, saçma sapan dizileri izliyor, arabası, evi başkasınınkinden daha iyi olsun diye yarışıyordu…
Ağaçlar onlar uyurken katledildi…
Tıpkı, hukukun ve demokrasinin katledilişinde olduğu gibi…
Mustafa Tuğrul Turhan
Sevgili Mustafa, Bu uygulamada; usulsüzlük, hukuksuzluk, zorbalık, yeşilin yok edilmesi, kabadayılık, yozlaşma tam bir çorba olmuş ... Toplum ve sivil toplum örgütleri duyarsızlığını devam ettirirse; aynı çorbayı evlerimizde görmemiz yakındır ... Sustukça sıra size de gelecektir ... Bunu sakın unutmayın ...
YanıtlaSil