30 Ekim 2013 Çarşamba


Harbi Ol!..
Tam kurtulduk sanıyorduk yine geldi karşımıza türban…
Yıllarca sömürdükten sonra gündemden düşünce fark ettiler ki, elde malzeme kalmadı…
Müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırmaya başladılar.
Bula bula yine türbanı buldular.
Geçenlerde, “demokratikleşme” diye açtıkları paketten türban da çıktığında belliydi işin buralara varacağı…
AKP milletvekili üç bayan hemen hacca gitti ve dönüşte meclise türbanla gireceklerini ilan etti.
Böylece, seçimlere kısa bir süre kala türban kazanının küllenmiş ateşine yine odun atıldı…
Ortalık karıştı…
Zamanlama süper…
Yelken rüzgar almaya başladı ya…
Memnun arkadaşlar…
Yine laf ebeleri sahne aldı, “buna karşı çıkarsanız demokrat olamazsınız” nutukları atmaya başladı...
Ezbere bildikleri konular, ellerine su döken az olur...
Diğerleri mi?..
MHP, bildiğimiz gibi…
Nasıl her kritik dönemeçte AKP’nin koltuk değneği olduysa yine öyle…
Bir gün salvo, ertesi gün destek, adlarını sorsan muhalefet...
BDP de farklı değil…
Zaten, etnik milliyetçilikle İslamcılığı harmanlıyorlar…
Öyle olunca buna da destekleri tam…
Ne de olsa stratejik ortaklarının paketinden çıktı türban...
Onları yalnız mı bırakacaklar...
Yeni kurdukları sözde “solcu” göz boyama partisinin de özgürlük adına yanlarında olacağına hiç şüphe yok.
Bir CHP karşı görünüyor…
Görünüyor mu,  karşı mı?...
Yine iki ara bir dere de gibiler…
Seçimlerde sağdan da oy alma hesabı yaparak, merkez sağdan aday çıkartmaya hazırlanırken nereden çıktı şimdi bu türban…
Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık olacak…
Biliyorlar…
Hiç tükürmeden nasıl idare edilire bakıyorlar…
Buna göre sonuç belli...
Türban sonunda meclise de girecek...
Buna da “demokratikleşme” denilecek…
Laiklik ilkesi bir tarafa bırakıldığında demokrasiden söz edilemeyecek olsa da öyle denilecek…
Şimdi diyecekler ki, laiklik ilkesinin türbanla ne ilgisi var; bu bir özgürlük meselesi...
İyi de, laiklikle onun ilgisi yok, bunun ilgisi yok, neyin ilgisi var?
Madem yok, o halde türbanı serbest bırakırken, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve Yargıda yasak neden devam etti...
Onların ki, kamu görevi de milletvekillerinin ki ne görevi?
Onların, tüm din ve mezhepler karşısında tarafsız ve objektif olmaları, bu nedenle de dini inançlarını belli edecek simgeleri kullanmamaları gerekiyor da milletvekilleri için niçin gerekmiyor?
Mahkemede türbanlı bir hakimin olması tarafsızlık ilkesine ters de...
Meclisteki milletvekilininki niye değil...
Nasıl iş?..
O vekil, seçildikten sonra sadece kendi partisinin seçmenini değil de, seçildiği ili, bütün Türkiye’yi  temsil etmiyor mu?..
E öyleyse?..
Onun türban takması, dininin gereğini yapma özgürlüğü de, TSK da, Yargıda, Emniyette çalışanın neden değil?..
Özgürlükleri “bu kadar” genişletenler, onların özgürlüğünü neden kısıtlıyor?
Demek ki, mesele özgürlük meselesi değil...
Laiklik meselesi!..
Onu, kıyıdan köşeden kırpma, yok etme meselesi...
Ha, zaten laiklik mi kaldı, yakında sıra TSK’ya, Yargıya, Emniyete de gelecek acele etme diyorsan...
O başka!..
O zaman harbi ol, takiye yapma!..

Mustafa Tuğrul Turhan

 

 

 

 

2 yorum:

  1. TBMM'de CHP ne konuda tavır koydu ki şimdi koyabilesin. Hani tutuklu MV.leri meclise gelmezse TBMM protesto etmişlerdi. Sonunda tıpış, tıpış meclise girdiler. Rezil oldular... Gene başarısız olacaklardır. Böyle muhalefet her iktidara nasip olmaz... Bir kolunda MHP, diğer kolunda CHP 3 partinin birbirlerinden farkı yok. Biz seçmenlerde ilk seçimde buna bir çıkış bulacağız... Bu iş böyle gitmez !!!

    YanıtlaSil
  2. Bir manken edasıyla yanlarından geçen türbanlı vekile alkış bile tutacaklar göreceksiniz... Biz görmeye onlara yapmaya ve uygulamaya devam edecekler. Koskoca CHP'si Bir Tuğrul Turhan muhalefeti bir yapamadı ya!!! Ne diyelim Eline sağlık...

    YanıtlaSil