Kasım Güneşi...
Beni
bu güzel havalar mahvetti diyen Orhan Veli’yi hatırladım...
Pırıl
pırıl yanan Kasım güneşinde bugün...
Sonra
hapisteki yurtseverler geldi aklıma...
Acaba,
hava onlar içinde güneşli mi diye sordum kendime?
Suçluluk
hissettim...
Sonra
Nazımın, mapusta ilk kez güneşe çıkarıldığı ana dair olan şiirinin,
“Bugün pazar.
Bugün beni ilk
defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde
ilk defa gökyüzünün/bu kadar benden uzak/ bu kadar mavi/ bu kadar geniş
olduğuna şaşarak/ kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla
toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne
düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve
ben…
Bahtiyarım…”
Diyen
mısraları döküldü dudaklarımdan...
Bir
hüzün çöktü içime...
Ne
hükümetin valisi olduğunu gerine gerine söyleyen Adana’daki valinin zırvaları...
Ne
bu vali için İçişleri bakanlığı inceleme başlatırken, Başbakan’ın, “kusura
bakmasınlar, valilerimizi de böyle provokatif eylemlere kolay kolay yedirmeyiz”
açıklamasını yapması...
Ne
Gürsel Tekin’in, Tayyip Erdoğan’a dünya lideri diyen Sarıgül’e, “aklını peynir
ekmekle yemiş” demesi...
Ne
Tayyip Erdoğan’ın, olacak torununun bir adının da Ali olacağını ilan ederek,
Alevi ve Caferi yurttaşlara şirin görünmeye çalışıp din ekseninde siyaset
yapmaya devam etmesi...
Ne
Levent Üzümcünün Sosyalist Enternasyonaldeki konuşması...
Ne
Başbakanla arası nane molla olan Bülent Arınç’ın bugünkü AKP grup toplantısına
katılmaması...
Ne
Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ı yine yenmesi...
Ne
dünyanın en pahalı benzinini bizlerin kullanması...
Ne
emekliye çalışana, önümüzdeki yıl da komik bir zam yapılacak olması...
Ne
AKP iktidarının, eğitim ve sağlık politikalarının iyice dibe vurmuş bulunması...
Hiç
birisi, ilgilendirmedi beni bugün...
Hiç
birisini yazmak gelmedi içimden...
Kasım
güneşi aldı beni benden...
Bir
hüzün çöktü içime!
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder