16 Aralık 2014 Salı


Bu Operasyon Tuzu Kokutanların Hesaplaşmasıdır...

Twitter fenomeni Fuat Avni iki gün önce birçok ilde gazetecileri de kapsayan geniş bir operasyon yapılacağına dair twit attı; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bununla ilgili olarak, “Bahsi geçen twitleri aldım, ciddi buldum, biraz da vahim buldum. Umarım ki bunların aslı çıkmaz veya bu ölçüde çıkmaz veya yargı olayının dışına taşan bir durum olmaz.” Dedi...
*
Ve o operasyon, bu sabah 13 ilde sabah erken saatte başladı; polis, Fethullah Gülen cemaatinin sesi Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV kadrolarının ev ve işyeri adreslerine baskın yaptı...
*
Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile cemaate ilişkin kitap veya yazı yazan gazetecilere yönelik gözaltılar sırasında sesi çıkmayan, cemaatçi Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV şimdi hak hukuk diye bağırıyor...
Bu operasyonların 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun intikamı olarak yapıldığını söylüyor...
*
Türkiye operasyondan operasyona, davadan davaya koşuyor...
Dün askere ve basının bir bölümüne, bugün polisin bir bölümü ile basının bir başka bölümüne...
Yarın bakalım kime veya kimlere...
Fuat Avni yazar, öğreniriz nasılsa...
*
Bunca toz duman içinde, bu ülkede durumun normal olduğunu ve demokrasinin işlediğini söylemek mümkün müdür?
Elbette değildir...
Hukukun yerini, düzmece operasyonlar ve davaların aldığı, devletin içinde çeşitli grupların birbirini dinlediği ve entrikalara dayalı iktidar savaşlarının yaşandığı bir yerde işlerin normal yürüdüğünü söylemek için demokrasinin ne olduğunu hiç bilmemek gerekir...
*
Devlet uzun süredir bu haldedir ve ne yazık ki, kendilerine operasyon yapılanlar bu faşizmdir derken, operasyonun yanında olanlar demokrasiden söz etmekte, bu kısır döngü sürüp gitmektedir...
Oysa bir sistemin faşizm mi, yoksa demokrasi mi olduğunu görmek ve söylemek için illa ki operasyonlara muhatap olmak gerekmemektedir...
Kime yapılırsa yapılsın haksız, hukuksuz, birilerini tasfiye amaçlı, düzmece her türlü operasyon faşizmin ta kendisidir ve bunlara karşı olmakta, demokrat olmanın en temel gereğidir...
*
Polis teşkilatı içinde ve yargı erkinde kadrolaşarak, devleti ele geçirmek için bu tür operasyon düzenleyenlerin ve buna sessiz kalanların, operasyon sırası kendilerine geldiğinde demokrasi diye bağırmaya hakları var mıdır?
*
Unutulmamalı ki, hukuk ve adil yargı herkese lazımdır...
Yürütme erki siyasi bir yapılanmadır; Yasama erki de siyasi kadrolardan oluşur...
İşte bu nedenledir ki, Yargı bağımsızlığı parlamenter demokrasinin en temel ilkesidir...
Yargı erkinin bağımsızlığını kaybettiği yerde, deyim yerindeyse artık “tuz kokmuş” demektir...
O yargıdan adalet beklenemez...
*
Bunu göz ardı edip yargıyı ve kolluğu siyasallaştıranlar ve tetikçi olarak kullananlar bugün, kendi yarattıkları canavarın kollarındadır...
Son operasyon, tuzu kokuturken işbirliği içinde olan siyasi iktidar ile yandaşı cemaatin hesaplaşmasıdır...
Ve aynı zamanda, devletin ne hale getirildiğinin de en somut belgesidir...

Mustafa Tuğrul Turhan

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder