Özerklik Kapıya,
Bıçak da Kemiğe Dayanmıştır...
PKK’nın
ve meclisteki uzantılarının zaman zaman açıkça dile getirmelerine karşılık,
hükümet sır gibi saklıyormuş gibi yapsa da, özellikle ana muhalefet partisi
içeriğini bilmiyoruz dese de, “çözüm süreci” denilen projenin, bölücü etnik
Kürt milliyetçiliğine taviz süreci olduğunu, işin, özerklik, hatta bölünmeye
kadar uzayacağını dünya alem bilmektedir...
*Kobani bahane edilerek yaratılan 6-8 Ekim olaylarında elliye yakın ölüm olayının meydana gelmesi üzerine AKP ve PKK ilişkisi bir anda sarsılıp da süreç tehlikeye girince, işin yeniden rayına oturtulması amacıyla hükümet ve PKK kanadından 8’er kişinin katılımıyla oluşacak bir “İzleme Kurulu” oluşturularak, “durmak yok yola devam” denilmiştir...
*
Kurul filan kurulsa da konunun hassasiyeti nedeniyle AKP, bir türlü açık ve somut adımlar atamayıp işi ağırdan almaya, toplumu alıştıra alıştıra yapmaya çalıştıkça, PKK ve meclisteki sözcüleri sabırsızlanmakta, sürecin hızlandırılması için bastırmakta, böyle olunca da tıkanmalar yaşanmaktadır...
*
PKK’nın legal kanadı HDP, kamuoyu baskısını hafifletmek ve AKP dışında, diğer kesimlerin de desteğini sağlam için CHP’yi de sürece katmak istemekte ve bunu sağlamak için, “izleme kuruluna” girip, “üçüncü göz” olmasını önermiş, CHP ise bu öneriye, “çözüm sürecine” karşı olduğu için değil, sürecin içeriğini ve aşamalarını tam olarak bilmediğini gerekçe göstererek olumlu yanıt vermemiştir...
*
AKP’nin saklamaya çalıştığı ve CHP’nin de “bilmemekten” şikayet ettiği süreç bu safhadayken, İmralı’ya giden HDP heyetinin sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, baklayı bir kez daha ağzından çıkartıp, AKP hükümeti ile yürüttükleri pazarlığı “demokratik müzakere” ve bu görüşmelerde nelerin pazarlık konusu yapılacağına ait listeyi de elebaşları Apo’nun “demokrasi manifestosu” niteliğinde olan “müzakere taslağı” olarak adlandırarak, söz konusu bu taslakta; Özerklik ve genel affın da olduğunu söylemek suretiyle sürecin üstüne örtmeye çalışılan örtüyü kaldırınca, oyun bitmiş, takke düşmüş kel görünmüştür...
*
Hal böyle olunca, AKP’nin “çözüm süreci”, kimilerinin de herkesi saf, kendilerini akıllı sanarak “barış süreci” diye yutturmaya çalıştığı projenin, özünde dünya alemin bildiği, “özerklik” ve “bölünme” süreci olduğu bir kez daha ve herkesin anlayacağı şekilde ortaya çıkmıştır...
*
Artık, “dünya alemin” bildiğini, bilmezden gelenler de öğrenmiştir...
Kimsenin kimseden gizleyeceği bir şey de kalmamıştır...
Süreç de, içeriği de, pazarlık konuları da apaçık ortadadır...
Bundan böyle kimileri geçmişte yaptıkları gibi, sürecin ne olduğunu “bilmiyormuş” rollerini oynayamayacaktır...
*
AKP’nin ve PKK’nın ne olduğu, ne yaptığı zaten bellidir; tavırları açık ve nettir...
Keza aynı netlik, MHP için de geçerlidir...
*
Bu durumda, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana mı, yoksa kurucusunu ve onun ilkelerini unutup bir projenin parçası mı olduğunu açıkça ortaya koyması gereken partiyse CHP’dir...
Zira özerklik kapıya, bıçak da kemiğe dayanmıştır...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder