Abdullah Gül,
Tarabya Köşkü ve Etik...
Cumhurbaşkanlığını
devredip, Çankaya Köşkünden ayrılmasından beri ailece Tarabya Köşkünde kalan 11.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu konuda kendisine yöneltilen eleştirilere daha
fazla kulak tıkayamamış olmalı ki, bugün kendisine ait internet sitesi
üzerinden yanıt vermiş...
Bu
yanıta göre, bu konuda basında yer alan eleştiriler spekülatifmiş...
Yeni
ikametgahının inşasıyla ilgili “mücbir” sebeplerden kaynaklanan gecikme nedeniyle
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teklifi üzerine geçici olarak Cumhurbaşkanlığına ait Tarabya
yerleşkesini kullanmak durumunda kalmış...
*
Yoksa
siyasi hayatı boyunca kamu malına devletin çeşitli kademelerinde yaptığı
görevler sırasına sergilediği kamu malına yönelik doğruluk, dürüstlük anlayışı
ve etik tavrı kamuoyunca bilinmekteymiş...
Bitme
aşamasına gelen yeni ikametgahı kısa süre içinde tamamlanınca Tarabya Köşkünden
ayrılacakmış...
Bu
zorunlu konaklamayla ilgili olarak Tarabya Köşkünden yapılan tüm masrafları
kendi cebinden karşılamaktaymış...
*
Peki
soralım o zaman...
Tarabya
yerleşkesi diyerek, sıradanmış gibi gösterilmeye gayret edilen köşkün,
cumhurbaşkanlığının kullanımında olması ve yeni cumhurbaşkanının o köşkte ikamet
edin teklifinde bulunması, eski Cumhurbaşkanının aylarca orada oturulması için
yeterli gerekçe oluşturmakta mıdır?
Yeni
ikametgahının inşaatının mücbir sebeplerle, yani Türkçesi elde olmayan
önlenemez nedenlerle uzaması bu köşkte oturmayı açıklamakta mıdır?
*
Yeni
ikametgahın bitmesini illa ki köşkte mi beklemek gerekir...
Yeni
Cumhurbaşkanı teklif etse bile, teşekkür edip geçici bir ikametgah bulmak daha
etik bir tavır değil midir?
*
Köşkteki
masrafların kendi cebinden karşılanması, burada aylarca kalmayı mazur
göstermeye yetmekte midir?
*
Bu
soruların hiç birisine olumlu yanıt vermek mümkün değildir...
*
Bir
defa, yeni ikametgahın inşaatının elde olmayan nedenlerle uzaması oraya
oturduktan sonra meydana çıkan bir durum olduğuna göre, bunun kabul edilebilir bir mazeret olamayacağı açıktır...
*
İkincisi,
madem ki siyasi hayat boyunca üstlenilen tüm görevlerde kamu malına karşı
titizlik gösterildiği iddia edilmektedir, o halde bu titizliğin emeklilikte de
devam etmesi gerekir...
*
Üçüncüsü,
yeni cumhurbaşkanı teklif etse bile, ki, buna ne kadar hakkı ve yetkisi olduğu
ayrı bir tartışma konusudur, bunu kabul edip etmemek teklif yapılan kişinin
iradesindedir...
Yani
bu da bir mazeret değildir...
*
Dördüncüsü,
orada yapılan harcamaların devlet tarafından değil de cepten karşılandığının
söylenmesi, bu işin etiğe aykırılığını örtmeye yetmemektedir...
Bu,
olsa olsa durumu kurtarmaya, tepkileri izole etmeye yönelik bir “kurnazlık” olarak
değerlendirilebilir...
*
Kısacası,
önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapılan açıklama, Tarabya Köşkünde
ailece aylardır kalmalarının her şeyden önce etik olmadığına yönelik
eleştirilerin haklılığını ortadan kaldıramamıştır...
*
Bundan
ötesi boş laftır...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder