10 Şubat 2015 Salı

Seçim Her Zaman Doğru Yöntem Değildir...

Hep söylüyorum; bir sözü, kimin söylediği değil, o sözün doğru olup olmadığı önemlidir...
Bir başka deyişle, kimin dediğine değil, ne dediğine bakılmalıdır...
*
Anayasa Mahkemesi önceki başkanı Haşim Kılıç’ın bugün göreve veda ederken söylediklerini de bu çerçevede değerlendirmek gerekir...
 *
Haşim Kılıç’ı sevip sevmemek apayrı bir iştir...
*
Kılıç’ın bugün yaptığı açıklamalardan bir hususun altını çizmekte yarar vardır...
*
Bu, “Yargıdaki seçimler yargıyı çürütüyor.” Tespitidir ki, buna katılmamak mümkün değildir...
*
HSYK Üyelerinin yüksek yargı organlarının başkan ve üyelerinin seçiminde yaşananlar ortadadır; hemen bütün seçimlerde hükümete yakın gruplar, cemaate yakın gruplar, sola yakın, sağa yakın gruplar günlerce liste mücadelesi vermekte, hakim ve savcılar siyasi düşüncelerine göre kümelenmekte, kimin hangi siyasi çizgide olduğunu herkes görmektedir...
*
Haşim Kılıç, bu durumu “en ücra köşeye gidin oradaki hakim ve savcıların hangi siyasi görüşe yakın olduğunu vatandaşlar biliyor” diyerek ifade etmektedir...
*
Kuşkusuz bu tablo yargıya güveni sarsan en büyük etkendir; çünkü yargıç ve savcının siyasi görüşünün ne olduğunun bilinmesi, farklı siyasi görüşte olan yurttaşların o yargıç ve savcıya güven duymaması sonucunu doğurur...
İşte bu nedenledir ki,  siyasi kümelenmelerle yapılan yargı seçimlerinin yargının çürümesine yol açtığı çok doğrudur...
*
Bugün gelinen noktada hükümet, salt kendi desteklediği listenin kazanmasını sağlamak amacıyla yargıç ve savcıların maaşlarına seçimler sonrasında geçerli olmak üzere maaş rüşveti vermekte, bu suretle yargıdaki seçimlere müdahale etmektedir...
*
Bu da yargıdaki seçimlerin yargının ne denli çürüdüğünü gösteren en somut örneklerden birisidir...
*
Türkiye, bir zamanlar yargıçların savcıların dernekleri veya sendikaları olursa, bu onların siyasi gruplaşmalarını doğurur denilen günlerden, yargıda siyasallaşmanın aleni olarak yapıldığı günlere gelmiştir...
*
Seçim, her zaman en uygun yöntem değildir...
Bazı seçimler vardır ki, huzuru sükunu ve istikrarı değil, tam tersini kargaşayı, çürümeyi getirir...
İşte yargıda yapılan seçimler de bu tür seçimlerdir...
*
Haşim Kılıç’ın da işaret ettiği gibi, Genel Kurmay Başkanını askerlerin, Diyanet İşleri Başkanını din adamlarının ve Emniyet Müdürlerini polislerin seçmesi halinde olacakları düşünmek bile ürkütücüdür...
*
O halde yargıda yapılan seçimlerden de vazgeçilerek, başkan ve üyelerin evrensel ölçülerde başka kriterlere göre belirlenmesini sağlayacak yeni bir sistem geliştirilmelidir...
*
Yargının siyasi gruplaşmalardan uzak, siyasetin vesayetinde olmayan, bağımsız ve güvenilir bir erk olabilmesi için bunun kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu gün gibi açıktır...

Mustafa Tuğrul Turhan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder