23 Mart 2015 Pazartesi

Arınç’lar ve Gökçek’ler...

Sosyal medyayı kullananlar, “Bu memlekette sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur, bu memlekette namuslu ve namussuzlar vardır.” Sözüne mutlaka rastlamıştır...
*
Elbette herkes kendi düşüncesinde özgürdür; ben Bülent Arınç’ın son çıkışlarının ve açıklamalarının, bu sözün doğrulanması olarak görenlerdenim...
*
Bülent Arınç, kendisinin de ifade ettiği gibi, adı akçeli işlere karışmamış, dürüst olmayan işlerde anılmamış ender AKP’lilerdendir...
*
Zaman zaman, toplumun bir kesimini inciten sözleri olmuşsa da bunların, kendi ideolojisinin ve inancının samimi bir ürünü olduğunu kabul etmek gerekir...
*
Arınç’ın ilginç çıkışlarının ve sözlerinin olması, onun dürüst bir siyasetçi olduğu gerçeğini değiştirmemektedir...
*  
“Hadi canım, dürüstü de bugüne kadar neden durdu AKP’nin içinde, şimdi ona kim inanır” diyenler olacaktır...
*
Lakin unutmamak gerekir ki, adı akçeli işlerle anılmamış olan ve geç de olsa bugün dik bir duruş gösteren bir başka Allah'ın kulu da yoktur...
*
Hakkında pek çok akçeli iddia ileri sürülen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, adı yolsuzluk soruşturmasından şimdilik AKP oylarıyla kurtulan eski bakan Egemen Bağış, iyi biat ettiği için milletvekili yapılan Mehmet Metiner ve onlar gibi olanların hepsi, diyet borçlusu oldukları otoriteye ram olmuşken, yerlerinin o otoritenin yanı olduğunu gösterme telaşına düşerek, Bülent Arınç’a saldırırken, Arınç’ın dik duruşunun bir değeri olmadığını söylemek mümkün müdür?
*
Yolsuzluk, hırsızlık iddialarının kapatıldığının konuşulduğu, “hırsız” sözcüğü kullananların başına gelmedik işlerin kalmadığı şu günlerde, Bülent Arınç’ın, üstüne basa basa, “Ben cam gibi bir adamım, önüm arkam bellidir. Kimsenin adamı değilim, kimsenin çantasını taşımadım. Hiçbir akçeli işte benim ismim geçmez, hiçbir dürüst olmayan işte benim ismim geçmez.”

 “8 Haziran'da sokağa çıktığım zaman 'bu adam dürüst bir adamdı, vicdanlı bir adamdı, namuslu bir adamdı, doğru söylerdi, doğru söylediği için de dokuz köyden kovulmuştu. Helal olsun' diyeceklerini biliyorum. Başkaları için teminat veremem. Ama benim için böyle denmesi milyarlara, trilyonlara sahip olmaktan çok daha değerlidir.”

Demesi de çok manidar değil midir?
*
Hiç kuşku yok ki, bazı sözlerin zamanında söylenmemesi, hareketlerin zamanında yapılmaması tartışılabilir...
*
Ama bunların geç de olsa söylenmesinin ve yapılmasının, hiç söylenmemesinden ve hiç yapılmamasından evla olduğu da bir gerçektir...
*
Öyleyse, bu ülkenin namuslu insanlarının, en az namussuzlar kadar güçlü olmak adına, bu gerçeği gözden kaçırmadan tavır almasında yarar vardır...

Mustafa Tuğrul Turhan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder