İmama Uymak
Gibi...
Takipsizlik
kararıyla birlikte Kozmik Oda üzerine konuşmalar aldı yürüdü yine...
*
En
çok da odanın aranmasına izin verildiği dönemde Genel Kurmay Başkanı olan İlker
Başbuğ konuşuyor...
*
Bu,
bir suçluluk psikolojisi tezahürü olsa gerek...
*
“Aramaya
izin verdik, çünkü suikast iddiası çok çirkindi ve TSK’ya yüklenmeye çalışılan
şaibeyi, töhmeti engelledik.” Diyor...
*
İyi
de zaten TSK’nın kozmik odasına, böylesine bir tezgah kurulmadan, böylesine cin
fikir bir plan yapılmadan nasıl girilebilirdi ki...
*
Basit
ve tutarsız gerekçelerle bir suikast iddiası ortaya atılıp hemen akabinde kozmik
odada arama talep edilince, psikolojiği dahil her türlü saldırı ve savaşa
hazırlıklı olması gereken bir kurumun bunu anlaması ve buna göre tavır
sergilemesi gerekmez miydi?..
*
Arama
talebi geldiğinde, ortada açılmış Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının
bulunması ve birçok ordu mensubunun tutuklanmış olması da bunun tezgah olduğunun
fark edilmesi için yeterli gerekçe oluşturmuyor muydu?..
*
Belli
ki, o günlerde TSK’mız işin bu boyutlarını pek de iyi değerlendirememiş ve işi
suikast iddiası ile sınırlı zannetmiş...
*
Bunu
yine İlker Başbuğ’un açıklamalarından anlıyoruz...
*
Başbuğ’un
“Sözcük ile tarama yaptılar. İlk listede ‘Arınç’, ‘Çukurambar’, ‘Ali Şahin’,
‘Sadullah Ergin’ ve ‘Toyota’ gibi, iddiayla ilgili 37 kelime aradılar. Ancak
ikinci bir liste vardı ve listede ‘ Ankara ’da işlenen cinayetler’,
‘Hablemitoğlu’, ‘Ahmet Taner Kışlalı’, ‘Uğur Mumcu’, ‘Danıştay’, ‘Maske
Mazereti’ ve ‘Maskeli Görev’, ‘Cami çalışmaları’, ‘Kilise’, ‘Zararlı şahıslar’
gibi ifadeler yer alıyordu. Dijital belgelerde onları da aradılar. Bu liste
asıl niyeti ortaya çıkardı. Planlanmış, bir kumpas diyelim, harekat olduğunu
gösteriyor. Faili meçhulleri TSK’ya fatura etmek istiyorlardı ve bunun için
delil arıyorlardı.” Şeklindeki sözleri, TSK’nın kurulan tezgahı, kozmik odada
arama iznini verdikten ve arama başladıktan günler sonra ikinci liste araması yapıldığında
fark ettiğinin en somut kanıtı değilse nedir?
*
Hal
böyleyken, “kozmik odada aramaya izin verdik, çünkü suikastı ve faili
meçhulleri üzerimize yıkacaklardı” demek vicdan rahatlatmadan başka anlam ifade
etmemektedir...
*
Mahkeme
kararı vardı, başbakan karara uyun dedi, biz de zaten hukuka saygılı olduğumuz
için karara uyduk deyin olsun bitsin...
*
Nasıl
olsa sonraki Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’de mahkeme kararına uyup, muhafaza
altındaki belgeleri savcıya göndermedi mi?...
*
İşte
bu!..
*
Yargı
kararlarına “uyduk gitti” deyin bitsin...
*
Tıpkı
“imama uymak” gibi yani...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder