14 Mart 2015 Cumartesi

İmama Uymak Gibi...

Takipsizlik kararıyla birlikte Kozmik Oda üzerine konuşmalar aldı yürüdü yine...
*
En çok da odanın aranmasına izin verildiği dönemde Genel Kurmay Başkanı olan İlker Başbuğ konuşuyor...
*
Bu, bir suçluluk psikolojisi tezahürü olsa gerek...
*
“Aramaya izin verdik, çünkü suikast iddiası çok çirkindi ve TSK’ya yüklenmeye çalışılan şaibeyi, töhmeti engelledik.” Diyor...
*
İyi de zaten TSK’nın kozmik odasına, böylesine bir tezgah kurulmadan, böylesine cin fikir bir plan yapılmadan nasıl girilebilirdi ki...
*
Basit ve tutarsız gerekçelerle bir suikast iddiası ortaya atılıp hemen akabinde kozmik odada arama talep edilince, psikolojiği dahil her türlü saldırı ve savaşa hazırlıklı olması gereken bir kurumun bunu anlaması ve buna göre tavır sergilemesi gerekmez miydi?..
*

Arama talebi geldiğinde, ortada açılmış Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının bulunması ve birçok ordu mensubunun tutuklanmış olması da bunun tezgah olduğunun fark edilmesi için yeterli gerekçe oluşturmuyor muydu?..
*
Belli ki, o günlerde TSK’mız işin bu boyutlarını pek de iyi değerlendirememiş ve işi suikast iddiası ile sınırlı zannetmiş...
*
Bunu yine İlker Başbuğ’un açıklamalarından anlıyoruz...
*
Başbuğ’un “Sözcük ile tarama yaptılar. İlk listede ‘Arınç’, ‘Çukurambar’, ‘Ali Şahin’, ‘Sadullah Ergin’ ve ‘Toyota’ gibi, iddiayla ilgili 37 kelime aradılar. Ancak ikinci bir liste vardı ve listede ‘ Ankara ’da işlenen cinayetler’, ‘Hablemitoğlu’, ‘Ahmet Taner Kışlalı’, ‘Uğur Mumcu’, ‘Danıştay’, ‘Maske Mazereti’ ve ‘Maskeli Görev’, ‘Cami çalışmaları’, ‘Kilise’, ‘Zararlı şahıslar’ gibi ifadeler yer alıyordu. Dijital belgelerde onları da aradılar. Bu liste asıl niyeti ortaya çıkardı. Planlanmış, bir kumpas diyelim, harekat olduğunu gösteriyor. Faili meçhulleri TSK’ya fatura etmek istiyorlardı ve bunun için delil arıyorlardı.” Şeklindeki sözleri, TSK’nın kurulan tezgahı, kozmik odada arama iznini verdikten ve arama başladıktan günler sonra ikinci liste araması yapıldığında fark ettiğinin en somut kanıtı değilse nedir?
*
Hal böyleyken, “kozmik odada aramaya izin verdik, çünkü suikastı ve faili meçhulleri üzerimize yıkacaklardı” demek vicdan rahatlatmadan başka anlam ifade etmemektedir...
*
Mahkeme kararı vardı, başbakan karara uyun dedi, biz de zaten hukuka saygılı olduğumuz için karara uyduk deyin olsun bitsin...
*
Nasıl olsa sonraki Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’de mahkeme kararına uyup, muhafaza altındaki belgeleri savcıya göndermedi mi?...
*
İşte bu!..
*
Yargı kararlarına “uyduk gitti” deyin bitsin...
*
Tıpkı “imama uymak” gibi yani...

Mustafa Tuğrul Turhan




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder