10 Mayıs 2015 Pazar

Kenan Evren’in Ardından...

Biliyorum bu yazım da aykırı gelecek kimilerine...
Yine ne diyor bu diyecekler...
Olun desinler...
Mizaç meselesi bu işler; can çıkmadan huy çıkmıyor...
Yalnız kalsam da acaba ne derler diye düşünmeden inandıklarımı yazıyorum...
*
Lafı uzatmayayım...
Sayfa arkadaşlarımdan bilenler bilir; 12 Eylül askeri darbesinden önce “devrimci” mücadele içinde naçizane emek verdim...
Bunu şunun için söylüyorum; o günleri ve dolayısıyla 12 Eylül darbesine nasıl gelindiğini çok yakından biliyorum...
*
Burada, darbeden önce oluk oluk kan akıyordu, kardeş kardeşi katlediyordu, darbe olunca bir günde nasıl bıçak gibi kesildi, darbeciler, darbeye uygun ortam yaratmak için bunu özellikle yaptı, kontrgerillaydı, şuydu buydu edebiyatına girmeyeceğim...
*
Bırakın karşı görüşte olduğumuz gençlik gruplarıyla girilen çatışmaları, sol dediğimiz gruplarca yolumuz kesildi, kurşunlananlarımız ölenlerimiz oldu...
Ama bütün bunları bir kenara bırakacağım...
*
Sadece soracağım; 12 Eylül öncesinde ülkede demokrasi ve huzur vardı da darbe mi bunları ortadan kaldırdı Allah aşkına?
Herkes 12 Eylülden önceki düzenden çok mutluydu da darbecilerin yaptığı ve bugün orasından burasından çekiştirerek yamalı bohçaya döndürülen 1982 Anayasasına %91,3 gibi çok yüksek oranda bir katılımla %91,4 oranında yüksek bir oranda neden evet dedi acaba?   
*
Kimse, insanlara baskı yapıldı demesin...
Bu, şahsımın da içinde olduğu %8,6 oranındaki hayır oyunu verenlere haksızlık olur...
*
Salt eleştirmek için yazmıyorum bunları...
Bugün12 Eylül’ü aratacak bir yol ayrımına gelmiş olan Türkiye’de gerçekleşen sivil darbeleri, askeri vesayetin sona erdirilmesi gibi sunanları, Kenan Evren’in ölümü ile darbeleri yerden yere vuranları, küfre varan hakaretleri görünce, sadece o günleri anımsatmak adına bir tespit yapıyorum...
*
Evet diyen, masum insanlarımızı eleştirmiyorum...
Çünkü sol çizgide siyaset yaptığını, halka önderlik ettiğini iddia edip de darbecilerin yaptığı Anayasa’ya doğrudan hayır diyemeyen “siyasiler” biliyorum...
*
Mesela, bir zamanlar, genç lider olarak sunulan, kendisinden çok şeyler beklenen ancak şimdilerde CHP’nin İstanbul İl Başkanlığında gördüğümüz Murat Karayalçın’ın, yıllar önce Mehmet Barlas’a verdiği bir röportajda, Anayasa oylamasında “tak tak” yaparak geçersiz oy kullandığını övünerek anlattığını çok net hatırlıyorum...
*
Önder geçinenlerin böyle yaptığı bir ülkede halkın %91 oranında evet oyu vermesini nasıl eleştirebilirim...
*
Sadece, rejime yönelik her türlü tehlike karşısında bir şeyler yapmak yerine askerin ülkeyi kurtarmasını bekleyenleri, bugün AKP iktidarına karşı bir darbe olsa bayıla bayıla alkış tutacağı halde sözde darbeye karşı görünenleri; 1982’de  %91,4 oranında evet diyen “halkın” ve “önder geçinenlerin” bugün, darbenin lideri Kenan Evren’in vefatıyla aslan kesilmelerini ibretle izliyorum...
*
Çok şükür ki, darbe Anayasasına hayır oyu verdim ve yaşamım boyunca askerisi sivili bütün darbelere karşı oldum; buna dair onlarca da yazı yazdım...
O yazılarımda her olayı, kendi tarihi konjonktürü içinde değerlendirmek gerektiği ilkesinden hiçbir zaman vazgeçmedim ve de geçmeyeceğim...
*
Bu bağlamda, darbelere karşı olmayı, bir faninin ölüsüne hakaretler yağdırma seviyesine indirgemeyeceğim...
*
Zira biliyorum ki, demokrasiyi savunmak, zamana göre değişen bir iş değil, koşullar ne olursa olsun ilkeli davranmaktır...

Mustafa Tuğrul Turhan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder