Teşvik,
Anayasa’ya Aykırı Değil mi?...
*
Emrullah efendi gerçekten dedi mi demedi mi bilinmez, ama bilinen ve görünen bir gerçek var ki, AKP’nin yürüttüğü milli eğitim politikası tam da Emrullah efendiye atfedilen bu sözü referans alıyor...
*
AKP’nin “milli” eğitimcileri, geçen yıl çıkardıkları, özel okullarda okuyan öğrencilere parasal “teşvik” uygulamasıyla, aslında “özel okulları” teşvik edip, devletin okullardan “kurtulmasını” hedefliyor...
*
Böylece, zamanla devlet okulları kalmayıp, herkes özel okullu olunca milli eğitimi Emrullah efendi gibi gayet güzel idare edecekler...
*
Anadolu’nun ücra köşelerini geçin, büyük kentlerimizde yüzlerce, binlerce devlet okulunun en temel ihtiyaçları dururken, zaten maddi durumu iyi olduğu için çocuklarını özel okula gönderebilen ailelere “teşvik” adı altında parasal destek sağlamanın başkaca mantıklı bir izahı olabilir mi?
*
Bu uygulamanın saçmalığını ve iler tutar bir tarafının olmadığını kendileri bile kabul etmiş olmalılar ki, bu yıl, geçen yıla göre bir değişiklik yapıp, teşvikten yararlanmak için kriter olarak, “başarının” ağırlığı yerine, ailenin “maddi durumun” ağırlığını getirmişler...
*
Lakin ne yaparlarsa yapsınlar, devlet okullarının ihtiyaçları ortadayken, bunları karşılamak için velilerden maddi destekler istenirken, özel okul öğrencilerine bu yıl da devlet kesesinden ciddi bir kaynak aktarılmasının kabul edilebilir bir yanı yoktur...
*
Ve tabi, bu uygulamanın her şeyden önce Anayasa’da yer alan eşitlik ilkesine aykırı olduğu da ortadadır...
*
Dershaneleri kapatarak, kısmen de olsa eğitimde sömürü düzenini ortadan kaldırıp, fırsat “eşitliği” anlamında mesafe kat eden “dershanelerin kapatılması” yasası Anayasa’ya aykırı ise, her şeyden önce vicdanları rahatsız eden ve fırsat “eşitsizliğini” daha da artıran bu “teşvik” işi, Anayasa’ya uygun olabilir mi?
*
Akıl var izan var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder