7 Ocak 2016 Perşembe


Kan Durmuyor...

 
İyi dileklerle yeni bir yıla daha girmiş olsak da ne yazık ki, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kan akmaya devam ediyor...
*
“Çözüm süreci” adıyla başlatılan ve silahlı eylemlerin belirgin şekilde azaldığı zaman diliminin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,  AKP ve HDP temsilcilerinin Dolmabahçe Sarayında yaptıkları görüşmelerden sonra süreçte “son aşamaya” gelindiğini açıklanmalarına beklenmedik bir şekilde karşı çıkması ve onun bu çıkışına, HDP’nin de “seni başkan yaptırmayacağız” diyerek karşılık vermesi ile birlikte sona ermesiyle yeniden ivme kazanan ve 7 Haziran seçimlerinden sonra zirve yapan PKK ile güvenlik güçlerimiz arasındaki silahlı çatışmalar, bu defa dağlarda değil, kent ve ilçe ve merkezlerinde yaşanıyor...
*
Diyarbakır’ın göbeğindeki Sur ilçesiyle, Bitlis kırsalında, Şırnak'ın Cizre ve Silopi ile Mardin'in Nusaybin ilçelerinde PKK’lılarla güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar devam ediyor...
*

Bu il ve ilçelerde sokağa çıkma yasağı uygulanırken, Van ve Hakkari'de esnaf, sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için kepenk kapatıyor, okullar kapanıyor, sağlık personeli görev yapamaz hale geliyor, son aylarda 11 binin üzerinde küçük işyeri ve 500’ün üzerinde şirket kapanıyor, halkın bölgeyi terk etmesiyle ciddi bir “iç göç” yaşanıyor, hayat felç oluyor; “bir iç savaş” tablosu ortaya çıkıyor...
*
Dergimizin Kasım ayı sayısındaki yazımızda, “Yeni hükümeti kim veya kimler kurarsa kursun, muhalefette kimler olursa olsun daha önce ne vaat etmişlerse bütün hepsi bir tarafa, öncelik, etnik köken ve mezhep farklılıklarının “kaşınmasının” önüne geçilmesi, iç barışın sağlanması olmalıdır. Ve bunun için de ilk iş olarak, ne pahasına olursa olsun mutlaka, ama mutlaka akan kan durdurulmalıdır...” dememiz, geçerliliğini hala korusa da 1 Kasım seçimlerinden yeniden tek başına iktidar olarak çıkan AKP, sanki “çözüm sürecinin” mucidi kendisi değilmiş, PKK ile “sarmaş dolaş” olan başkasıymış gibi 7 Haziran seçimlerinden sonra büründüğü “milliyetçi” rolü oynamaya devam ederek, yangına körükle gidiyor...
*
Türkiye, birilerinin “başkanlık” hırsı ve hayalleri uğruna, daha önce defalarca denenmiş olup, kalıcı bir netice alınamadığı görülen “silahlı çözüm” bataklığına yeniden saplanıyor...
*
“Çözüm süreci” denilen dönemde, PKK’nın silahlanıp güçlenmesiyle kent ve ilçe merkezlerinde organize olmasına seyirci kalan iktidar partisi, şimdilerde Kürt meselesini bir avuç “teröristten” ibaretmiş gibi göstermeye çalışarak, işi “silahla bitireceğini” söylese de PKK’nın süreç içinde “kitleselleştiğini” ve HDP’nin özellikle doğu ve güneydoğuda aldığı oylarla barajı geçmesinin bunun en somut göstergesi olduğunu kabul etmek gerekiyor...
*
Hal böyleyken, Kürt sorununu silahla çözmeye “kararlı” olduğunu iddia eden AKP iktidarından ve ona, her daim olduğu gibi bu politikasında da genel başkanlarının ağzından Davutoğlu, terörle ve nifakla mücadelede samimi olduğunuz müddetçe, endişeniz olmasın, Milliyetçi Hareket Partisi siyasi iradeyi yalnız bırakmayacak, şunun bunun ağzına baktırmayacaktır. Durmayın, yılmayın, dağdan, taştan, ovadan ve şehirden bu hainleri kazıyın, sökün, silin ve Türkiye’yi bu darboğazdan sağ salim çıkarın...” Diyerek koltuk çıkan MHP’den çatışmaların ve kanın durdurulması yönünde bir adım atmasını beklemek, “ölü gözünden yaş” beklemekle aynı anlama geliyor...
*
Bu durumda geriye, seçimlerden önce “Kürt sorununu PKK ile değil ama parlamentodaki temsilcileriyle görüşerek meclis çatısı altında çözeriz” diyen CHP’nin akan kanın durdurulması için bu politikasını hayata geçirmek adına, ortaya çıkabilecek “teröristlerle birlik oldular” türünden demagojilere aldırmaksızın HDP ile temas kurup inisiyatif alarak, hendeklerin kapatılması ve çatışmaların durdurması çağrısı yapmasını ve böylece,“çözüm sürecinin” mimarı AKP’yi, deyim yerindeyse kendi kurşunuyla vururken ortaya koyacağı bu “özgün” siyasetiyle barış için katkı yapmasını ummaktan başka çare kalmıyor...
*
Bir sonraki sayımızda huzur ve barış içinde buluşmak dileği ve umuduyla hoşçakalın sevgili okurlarım...

Mustafa Tuğrul Turhan

 




 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder