SEKS,
SİYASET ve GERÇEK SUÇLU...
Bu Pazar günü, okuduğum bir habere takıldım yine, bu
haberin linkine aşağıda paylaşacağım ve bu haberden alıntılar da yapacağım; ama
önce, haberi neden önemsediğimi ve bir yazı konusu yaptığımı anlatabilmem için,
içinde yaşadığımız toplumun sosyolojik bir analizini yapmaya çalışmalıyım...
Umarım kafamdaki düşünceyi tam olarak anlatabilirim;
böyle diyorum, zira bazen maksat başka iken başka türlü anlaşılmak da söz
konusu olabiliyor...*
Eğri oturup doğru konuşalım...
Son yıllarda memleketin gidişatından memnun olmayan
muhalif kesimde bulunanların büyük çoğunluğu, AKP iktidarının laik Cumhuriyet
değerlerini ortadan kaldırarak, ülkeyi bir İslam toplumu yapmaya çalıştığından
yakınıyor...
Kim ne derse desin işin özü bu...Günlük hayat, giderek daha çok bu kamplaşma etrafında şekilleniyor...
Geçenlerde Sn. Cumhurbaşkanının da bir konferansta ifade ettiği üzere, artık herkes birbirinin giyim tarzından, bıyık şeklinden, sakalından, ayakkabısından, şunundan bunundan hangi siyasi kampa yakın olduğunu hemen anlıyor; ha istisnalar yok mu, var, ama kaideyi bozmuyor...
Bu kamplaşmada yerini alanların, olaylara ve dünyaya
bakışı ve değerlendirmesi de çok farklı...
Bunun nedeninin sadece siyaset olduğunu düşünmekse
en büyük yanlış...
Çünkü aslında temelde yatan, kültürel farklılık ve
bunun getirdiği sosyal kutuplaşma...
Bu tablo, siyasi söylemler ve kamplaşmayla
körüklenince de toplumsal bir tehlike halini alıyor; kamplaşma kutuplaşmaya
dönüşüyor ve hemen her şey, ifrat tefrit noktasına geliyor...
Bir tarafta başını örten, camiye giden, mutaassıp,
giyinen, toplumsal manevi değerlere daha fazla bağlı olan ve kamplaşmanın
etkisiyle her geçen gün daha bağnazlaşarak, kendisi gibi olmayanları dışlayan,
diğer tarafta, daha geniş yaşayan, toplumsal değerlerin önüne kendi değerlerini
koyan, AVM koridorlarında öpüşmeyi, açık saçık giyinmeyi modernlik zanneden, etrafı umursamayan ve bu kamplaşmanın da etkisiyle giderek iyice yozlaşıp kendisi
gibi olamayanları geri kafalı gören insanlar...
*Hangisi doğru? İkisi de değil elbette, bir ortası olmalı, bir denge kurulmalı aslında...
Bunun için, her iki kampta yer alanlar
aşırılıklarını törpülemeli, neyin ifrat neyin tefrit olduğunu idrak etmeli ve
kamplaşmayı tetikleyecek ve artıracak davranışlardan kaçınmalı...
Ve insanlar üzerinde büyük etkisi olan medya da bu
noktada ciddi bir sorumluluk bilinciyle hareket etmeli...*
İşte bu yazıyı yazmama neden olan haber, tam da medyanın bu manada ne kadar bilinçli olduğunun bir göstergesi...
Oldukça çok izlenen mynet.com haber sitesinde yer
alan söz konusu haber, tüm dünyada olduğu gibi bizde de fazlaca ilgi çeken
“seks meselesiyle” ilgili...
Aslından tecavüzlerin, tacizlerin bolca yaşandığı,
çarpık ve ensest ilişkilerin zirve yaptığı bir toplumda, cinsel ilişkinin sağlıklı
bir zemine oturması için uğraş verilmesi gerekirken, bu haberde tam tersi
yapılarak, “sanal sekse” övgüler diziliyor...
Daha dün, Instagramın gençlerin ve toplumun ruh
sağlığını olumsuz etkilediği bir araştırma neticesinde ortaya konulduğu haber
yapılmışken, bugün bu tür sosyal iletişlim ağları üzerinden seks yapılması
meşrulaştırılmaya, özendirilmeye çalışılıyor...
O haberin dikkat çeken özendirici, yönlendirici ve
“öğretici” başlığı şöyle:
“Seksler de
Artık Dijital: Tüm Gençliği Kasıp Kavuran Sexting Hakkında Bilmeniz Gerekenler”
Sonra ne olduğu şöyle açıklanıyor:
“Sexting kelimesi, İngilizce “sex” ve “texting”
kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. “Cinsellik barındıran, cinsel
amaçla yapılan mesajlaşma” şeklinde çevrilebilir. Bu kelime artık o kadar
hayatımızda ki, Oxford Dictionary tarafından 2016 yılında resmi olarak
yayınlandı.
Sexting’in tarihi aslında sandığınızdan çok daha
eski. İletişimin başladığı ilk günden beri sexting de var. Binlerce yıllık aşk
mektuplarının içinde ne kadar tutkulu ve arzulu ifadeler geçtiğini biliyoruz.
Yani sexting diyip geçmeyin, bu işin altında bir tarih yatıyor.
Sexting’in günümüzde yükselişi ise lise
öğrencilerinin önderliğinde oldu. Birbirine çıplak fotoğraflar ve erotik
mesajlar atan “ergenler” bütün dünyayı kasıp kavuran bir akıma öncülük etmiş
oldu. “Liseliler bilmez” derken, liseliler öğretti…
Sexting çok tutkulu ve doyurucu sekslerin başlangıcı
da olabilir. Normalde söylemeye cesaret edemeyeceğiniz şeyleri
söyleyebildiğiniz, içinizdeki kirli düşünceleri, fantezilerinizi, karanlığınızı
karşı cinse anlatabildiğiniz güvenli ve libidolu bir iletişim yolunun adı
sexting.
Sexting de fotoğraf, video ve ses kayıtları da
önemli olsa da en önemlisi yaratıcılık. Karşınızdaki insanın hayal gücünü
coşturmak, o yükselirken onunla beraber yükselmek temel amaç. Sexting, seksi
basit ve hayvansı bir birleşme olmaktan çıkarıp ona hikaye ve tutku katan,
zevkini defalarca katlayan bir katalizör aslında.”
Ve sonrasında akıl verilerek, bu seksin daha iyi
yapılmasının yolları da şöyle anlatılıyor:
“O nedenle fotoğraf ve videolardansa yazdıklarınızla
karşı cinsi etkilemeye çalışın. Gönderdiğiniz fotoğraflarda da üzerine
düşünülmemiş çıplaklıktansa daha merak uyandırıcı, hayal gücünü besleyecek
fotoğrafları tercih edin.
Sexting de ses kayıtlarının gücü de azımsanamaz.
Konuşmanın doruk noktalara ulaştığı anlarda, içinizde tutamadığınız sesleri karşı
tarafla paylaşmak oldukça cesaretlendirici olabilir.
Siz de sexting’de size gönderilen mesaj, görüntü ve
videoları kaydetmeyin, silin. Sexting dalında güzel, o an yapın ve bitirin.
Arşivcilik, istifçilik hem sizin hem de karşı tarafın başını belaya sokabilir.
Yaşasın sexting, kahrolsun arşivcilik.”
*Haber bu, İyi mi?.
Şimdi başa dönelim...
Bu haberi okuyanlardan yukarıda söylediğim kamplara
dahil olanların değerlendirmelerinin nasıl olacağını tahmin etmek zor olmasa
gerek; muhafazakar olduğunu söyleyen kesim büyük ölçüde rahatsızlık duyacak,
modern olduğunu söyleyen kesim gayet normal karşılayacak...
Hatta o modern kesim böyle bir konuyu bu kadar uzun
yazarak ele almamı ve dolayısıyla beni de yadırgayacak...
Olsun...
Benim baştan beri işaret etmek istediğim de bu
“farklılık” zaten...
İçinde bulunduğumuz kamplaşmayı, işte bu haberde
yapıldığı gibi, toplumsal değerlerle çatışan işlerin bu topluma “olağan
işlermiş”, “olması gereken işlermiş gibi sunulmasının ve bir kesimin de bu
saçmalıkları modernlikmiş gibi savunmasının yarattığını söylemeye
çalışıyorum...
*Sanırım çok net belli oldu aslında, ama açıkça söylememi isterseniz eğer, bu haber ve bu gibi zırvalıklar karşısında benim durduğum yer, kimilerinin muhafazakar diye küçümsediği insanların yanıdır...
*
Ortaya soruyorum, uzmanlarının da normal olduğunu söylemeyeceği “bir seks modelini” meşrulaştırmaya, özendirmeye, tercih edilmesini sağlamaya çalışmak nedir Allah aşkına...
Sağlıklı bir toplum yaratılmasının gençleri ve tün
insanları, internet başında zaman geçirmekten uzaklaştırılmasından geçtiği çok
açıkken, seksin bile internet üzerinden yapılmasını dürtmenin anlamı nedir?...
*Kimse kalkıp da ya amma büyütmüşsün meseleyi, altı üstü magazin demesin sakın, bu sadece bir örnek; bizi kamplara bölen bunun gibi o kadar çok “farklı bakış” meselesi var ki hayatımızda...
Ama biz suçluyu, aslında bu farklılıkların ortaya
çıkarttığı “siyaset” zannediyoruz...
Biraz düşünelim bakalım, belki gerçek suçluları
bulabiliriz...--0--
https://www.mynet.com/seksler-de-artik-dijital-tum-gencligi-kasip-kavuran-sexting-hakkinda-bilmeniz-gerekenler-1205149-mykadin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder