Instagram
ve İnsanlık...
Bugün Hürriyet’te yer alan bir haberin manşetinde,
“Ruh sağlığına en zararlısı Instagrammış” deniliyor...
Haberin içeriğindeyse, İngiltere’de yapılan bir
araştırmaya göre, Instagram’ın gençlerin ruh sağlığını en fazla bozan sosyal
medya uygulamasının Instagram olduğu, Instagram’ın gençlerin kendi bedenlerine
bakışını olumsuz etkilediği ve uykusuz bıraktığı, bunun nedeninin de
uygulamanın çok fazla görsellik üzerine olduğu söyleniyor, anksiyete ve
yetersizlik hislerini tetiklediğine dikkat çekiliyor...
Haber beni hiç şaşırtmadı...
Çünkü çok seyrek girdiğim Instagram hakkında bu
kanaate varmak için aslında uzun uzadıya bir araştırma yapmaya gerek
olmadığını, orta halli bir gözlemci olmanın yeterli olduğunu düşünüyorum...
Peki, mesele sadece gençler mi? Hayır, Instagram’a
giren her yaştan herkes için geçerli aslında bu tespitler...
Geçen günlerde “ekşi sözlükten”yaptığım bir
paylaşımda da, belirtildiği üzere, tamamen görsellik üzerine inşa edilen bu
sosyal medyada çok büyük çoğunluk, adeta yaptığı her şeyi, başkalarına çekici,
üstün, beğenilebilir gözükmek için paylaşır durumda...
Süslenip püslenip çekilen vesikalık fotoğraf
tarzındaki selfieler, yüzlerce kez eleştirilip görgüsüzlük olduğu söylenmesine
rağmen, adeta erkeğin beyaz çorap giymesi misali gözlere sokulan yemek sofrası
fotoğrafları ve daha neler neler...
İnsanlar neredeyse doğal bir şekilde kendileri için
değil, başkalarına en iyi ve güzel yönlerini göstermek için yaşıyor...
“Gezilen bir yer, gidilen bir mekan, okunan bir
kitap, izlenen bir film, sevgiliyle geçirilen özel bir an, yoğun geçen bir ders
vs. ne olursa olsun” başkalarına gösterilmez, sosyal çevrelerine yansıttıkları
imaja bir katkı yapmaz, önemli sayıda “like” almazsa, boşa yapılmış
sayılıyor...
Hayatlar, herkesle müşterek yaşanıyor adeta...
Nedir bu herkesin birbirinin günlük yaşamını
fotoğraflarını takip etme merakının psikolojisi?..
“Biri bizi gözetliyor” programlarından farklı mı?..
Hiç sanmıyorum...
Özeti; başkalarına güzel görünmek, öne çıkmak ve
başkalarının hayatına merak duymak...
Bakın Instagram’a kaç kişi doğa fotoğrafları,
sanatsal fotoğraflar paylaşıyor?..
Yok denecek kadar az ve tabi, “like” ları da çok
düşük...
Mesele görsellik temelinde olunca, herkesin,
özellikle de bazı kadınların kendilerini gösterme ve amiyane tabirle
“pazarlama” aracı olarak Instagram’ı kullanmaları da bir başka sonuç oluyor...
Bakın Instagram’ın ana sayfasına, yüz fotoğraftan
abartısız altmış-yetmişi, pür makyajlı, dekolteli, taytlı ve mini etekli,
eskort sitelerini andıran garip paylaşımlar...
Ama bu konuda cinsiyet ayrımcılığı yapmak doğru
olmaz, bu konuda kadınlarla yarışan, dar ve kısa pantolon paçasından,
düğmelerini göbeğine kadar açtığı gömleğinden kıllarını gösteren erkeklerin
sayısı da oldukça fazla...
Ama kimse kusura bakmasın, bir gerçek var ki,
görsellik meselesi en çok kadınların hoşuna gidiyor...
Bu kanıya varmamın nedeni, hem erkek hem de bayan
kuaförü olan bir arkadaşımızın kuaföre gelen müşterilerini gösteren
paylaşımları...
Hem erkek, hem de kadın kuaförü, ama saçını
kestirdikten sonra kuaföre poz veren bir tek erkek fotoğrafı yok
paylaşımlarında; lakin saçları yapılırken olsun, yapıldıktan sonra olsun sağa
sola dönerek pozlar vermeye çalışan kadınların onlarca fotoğrafını, videolarını
görmek sıradan iş...
O fotoğraf ve videolardaki yüz ifadelerine hayret
etmemek de mümkün değil, bütün kadınlar, saçları yapıldıktan sonra mutluluktan
uçuyor adeta...
Nedir bu kadınların ruh hali?...
Çok garip değil mi?...
Instagramı programını yapanlar sanırım bu
psikolojiyi çok iyi analiz etmiş...
Ve insanın en büyük zaaf noktasını bulmuş; görünmek,
öne çıkmak ve başkasını merak etmek...
Ama aslında insan olmak, bütün bu zaaflardan
kurtulmak, tevazu içinde olmak, ayıpları, kusurları örtmek, başkalarının
yaşamına saygılı olmak demek...
Kim bilir, belki bir gün bunu hepimize yeniden
öğretecek bir program da yapılır da “insanlık” kurtulur...
--0--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder