17 Kasım 2013 Pazar

AKP’ye Bölücülüğe ve Karanlığa Karşı Güç Birliği...

Bugün, Milli Merkez Çayyolu Forumu tarafından düzenlenen "Yerel Yönetimlerde Güç Birliği" Panelindeydik.
Önceki Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan, Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkan Yardımcısı Cemil Gözel ile TGB önceki Genel Başkanı ve Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel'in konuşmacı olduğu panele çok sayıda yurttaş katılmıştı.
Kalabalık topluluğun heyecanı, kararlılığı görülmeye değerdi.
Herkes, bıçağın kemiğe dayandığının farkındaydı.
Atatürk’e ve laik cumhuriyete yapılan saldırılara, dün Diyarbakır’da sergilenen çirkin tabloya karşı birleşe birleşe, direne direne karşı çıkılarak, aydınlık günlerin geri getirileceği noktasında hemfikirdi.
Toplumun AKP’ye karşı umut olarak gördüğü kimi muhalefet partilerinin, yaşananlar karşısında sessiz ve çoğu zaman tepkisiz kalmasına tepkiliydi.
Özellikle ana muhalefet’in, seçimlerden galip çıkmak uğruna cemaate veya bölücü PKK’nın parlamentodaki temsilcisi BDP’ye göz kırpmaya çalışmasına, AKP’nin kendi içindeki çatlamalara bel bağlamasına duyulan rahatsızlık çok daha fazlaydı.
Seçimlerde bir birliktelik olacaksa bu, Atatürk milliyetçiliğine inananların onun değerlerini paylaşanların arasında olmalıydı.
CHP’si, MHP’si, İşçi Partisi, merkez sağı, merkez solu, bu ortak değerde buluşup bir güç birliği sergilemeliydi.
Bunun dışındaki tüm arayışlar, eninde sonunda AKP’nin değirmenine su taşırdı.
Bu çok netti!
Böyle bir güç birliğinin hayata geçirilmemesi halinde, belki de ikinci bir şans yakalanması imkansız olacaktı.
Bu nedenle, toplumda biriken tepkileri heba etmemek, sandıkta birleştirmek gerekirdi.
Ana fikir ve ana görev bu olmalıydı.
Cumhuriyetin kazanımlarını ve değerlerini hedef alan ve ülkeyi karanlığa sürükleyen AKP iktidarına ve her geçen gün yeni mevziler elde eden bölücülüğe karşı, sağ sol ayrımı yapmadan Atatürk’te birleşmek ve bu güç birliğini önümüzdeki yerel seçimlerde sandığa yansıtmak olmazsa olmazdı.
Bu çerçevede, parlamentoda olsun olmasın Atatürk milliyetçiliğini benimseyen parti ve grupların bu hedef doğrultusunda hareket etmelerini sağlamak çok ama çok önemliydi.
Halk, aslında bu güç birliğini 29 Ekim’lerde, 19 Mayıs’larda ve 10 Kasım’larda meydanlarda yapmıştı, ama ne yazık ki, bu birliktelik bazı tepe noktalarında görmezden gelinip dikkate alınmıyordu.
Oysa şimdi sıra bu büyük gücü sandığa taşımak olmalıydı.
Bunun yapılmaması ve güç birliğinin son derece elzem olduğunun Atatürk’e sahip çıktığını söyleyen partilerin yönetimlerince görmezden gelinmesi halinde, çok daha vahim günlerin yaşanması kaçınılmazdı.
Atatürk’ü, milli ve manevi değerleri ağızlarından düşürmeyen partilerin yönetimleri güç birliğine yanaşmasalar da Milli Merkez ve güç birliğine inananlar, sandıkta Atatürk’e ve ulusal değerlerimize sahip çıkacak adayların desteklemesi için çaba gösterecekti.
Doğru olan buydu!
O halde, Atatürk’e ve onun kurduğu laik cumhuriyete sahip çıkılmasına inananların, bugünden itibaren, milli merkez’in önerdiği güç birliğini hayata geçirmek için elden ne geliyorsa yapması gerekirdi.
AKP iktidarını sürdürürse, bunun vebalinin güç birliğini elinin tersiyle itip, iktidarın kendisine verilmesini bekleyenlere ait olacağına hiç kuşku yoktu.
Forumdan yansımalar bunlardı..
Ve hepsi çok doğruydu!...

Mustafa Tuğrul Turhan




1 yorum:

  1. Sevgili Mustafa, Yerel Yönetimlerde Güç Birliği toplantısını çok güzel anlatmışsın. Benim katılmadığım husus artık toplantılar, paneller, mitingler TV programlarında konuşmanın zamanı geçmiştir. Kasım ayını ve Mart ayını saymazsak ortada 3 ay kalıyor. Artık Güç Birliği Adaylarının belli olması, olamıyorsa da tüm adayların seçmenle yakın temasa geçmesinin zamanı gelmiştir. Kanımca MHP ve CHP sonunda birliğe yanaşmayacaktır. Bu iki işbirlikçi ve gerekli muhalefeti yapamayanların durumdan memnuniyetlerini gözlemliyorum. Akan muhalefet suyu İşçi Partisinde toplanacaktır. İşçi partisinin de bir an önce Büyükşehir, İl, İlçe ve belde belediyelerinin adaylarını ve Belediye Meclis üyelerinin adları demokratik bir şekilde tespiti ile birlikte saha çalışmaları başlanılmalıdır. Yoksa tren adaylar bazında kaçmak üzeredir. Sandık kimsenin ipoteğinde değildir. Güçlenen tepkiler yeni alternatifte toplanacaktır. Görülen dağa kılavuz gerekmez...Yeteri kadar uyutuluyoruz... Artık uyanma zamanı gelmiştir...

    YanıtlaSil