23 Kasım 2013 Cumartesi


Analiz:
Çankaya İlçede Tutarsızlık ve Esas Aday...

Takip edenler hatırlayacaktır.
Geçenlerde CHP’nin yerel seçimler için adaylık başvurularını ele alıp, İstanbul’da durumun belli gibi göründüğünü, ancak Ankara’da henüz bir hareket olmadığını, çok sayıda aday adayının başvuru yaptığı Çankaya için bir değerlendirme yapmanın zor olduğunu, Yenimahalle içinse adayın çoktan belli olduğunu belirtmiştik.
Yenimahalle için olan tespitimizi de özetle, bir dönem fiili başkan gibi görünen başkan yardımcısı Şenol Balaban’ın,  Yenimahalle ilçede ve belediyede yaşanan çalkantıların ve olumsuzlukların nedeni olarak gösterilmesi suretiyle, şikayetlerin genel merkeze yansıması sonucunda, tabiri caizse, "günah keçisi” ilan edilerek, istifa etmesi sağlanırken, başkan Fethi Yaşar’ın, yardımcısına sahip çıkmaması karşılığında yeni dönemde de başkan adayı olacağını garantilediği mealinde bir ana fikre dayandırmıştık.
Bundan birkaç gün sonra Hürriyet gazetesine bir haber düşmüş, Ankara ekinde yer alan KIlıçdaroğlu’nun açıklamasında, Fethi Yaşar’ın Yenimahalle’de devam edeceği yazılmıştı.
Bu haber, başkan adayının “çoktan belli olduğu” yönündeki analizimizi doğruyordu.
*
Burada söylemek istediğimiz, “demiştik” demek değildir.
Sadece, doğru tespitler yapabilmenin yolunun, doğru analizler yapabilmekten, olayları iyi okuyabilmekten geçtiğine işaret etmektir.
Bu çerçevede bakıldığında Yenimahalle’nin adaylık meselesi, ufak tefek dalgalanmalar yaşansa, diğer aday adaylarınca ön seçim istense de kapanmış görünmektedir.
Ancak, Yenimahalle için yaptığımız analizden sonra ortaya çıkan bir gelişme,  o analizde yer alan ana fikre tekrar dönmeyi ve bu kez, Çankaya için bir değerlendirme de bulunmayı da neredeyse zorunlu kılmıştır.
Çünkü Yenimahalle’de “günah keçisi” ilan edilip, bütün “olumsuzlukların” hedefi gösterilen başkan yardımcısı Şenol Balaban, dün itibariyle bu kez Çankaya ilçesinden belediye başkanlığına aday adayı olduğunu açıklamış bulunmaktadır.
Denilebilir ki, bu açıklama Çankaya için bir değerlendirme yapmayı neden gerektirmektedir.
Yanıtı basit; bir tenakuzu, bir yanlış anlamayı önlemek veya gözler önüne sermek için gereklidir.
*
Hemen belirtmek gerekir ki, önceki analizimizin temel amacı, sadece ve sadece Yenimahalle’de başkan adayının kim olduğu ortaya koymak olup, hiç kimseyi “sütten çıkmış ak kaşık” göstermek veya “karalamak” değildir.
Bu bağlamda, ne Şenol Balaban’ı “masum ve mağdur”, ne de Fethi Yaşar’ı birilerini “arkadan hançerlemiş” göstermek de aklımızın ucundan bile geçmemiştir.
İşimiz de değildir.
Zira elde kanıt olmadan birisini “suçlamak” nasıl hata ve haksızlıksa, ortada  “şaibeler” varsa, bunlar hakkında ciddi bir inceleme ve soruşturma yapılmadan birisini “aklamak” da aynı şekilde yanlış ve haksızlık olacaktır.
Dolayısıyla bizimkisi, sadece bir tespittir.
Herkesin gördüğü “imajı” kaleme almaktan ibarettir.
İşte, Sn. Balaban’ın Çankaya için aday adayı olduğunu açıklaması, tam da bu “tespit” ve “imaj” noktasında önem ifade etmektedir.
Çünkü bu adaylık, ister istemez akıllara bazı sorular getirmektedir.
Nasıl olmuş da, yaşadığı "şu veya bu" gibi sorunlar nedeniyle CHP’den istifa etmiş ve uzun süre bağımsız kalmış birisi, bir günde tekrar CHP’ye kabul edilmiştir?
Şayet istifaya giden süreçte yaşanlar, analizimizde belirttiğimiz ana fikirdeki gibi olmuş da Fethi bey, yerini garantilerken, Balaban “günah keçisi” ilan edilmişse, Balaban’ı o gün böyle gören parti yönetimi açısından bugün ne değişmiştir de adı geçen Çankaya’dan aday olma noktasına gelebilmiştir?
Bir başka deyişle, Balaban, o gün bütün “olumsuzlukların” sorumlusu olarak görülmüştür de bugün sorumlusu olmadığı mı anlaşılmıştır?
O “olumsuzluklar” neyse, irdelenerek, kafalardaki sorular aydınlatılarak mı bu sonuca varılmıştır?
Kısacası, Balaban aynı Balaban, Parti yönetimi ve İl yönetimi aynı yönetimse, değişen nedir?
Kuşkusuz bu soruları çoğaltmak mümkündür.
Ama buna gerek de yoktur.
Çünkü ne kadar çoğaltırsanız çoğaltın, sorulara makul ve mantıklı yanıt bulmak zordur. 
Önemli olan bu açık tenakuzu, Türkçesi, çelişkiyi görebilmektir.
Anlaşılan odur ki, CHP yönetimi, son zamanlarda başta Sarıgül olmak üzere birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gözle görünür bir tutarsızlık içindedir.
Dün, yaşananlar üzerine yolların ayrıldığı birisi, bugün hiçbir şey olmamış gibi bağra basılıyorsa, burada bir sorun yok mudur?
Bu durumda, ilkeden, tutarlılıktan söz etmek ne kadar mümkündür?
Çankaya da zaten karışık olan işler, bundan sonra daha da karışacağa benzemektedir.
*
Son olarak, önceki analizimizde belirttiğimiz, aslında Çankaya için de kimin aday yapılacağının belli olduğu, ancak bunun ayrı bir yazı konusu yapılası gerektiği hususuna kısaca açıklık getirmekte yarar görülmektedir.
Evet, CHP’nin Çankaya adayı kim olacaktır?
Seçilmesi garanti görünen bu şanslı kimdir?
Bunun yanıtını vermeden önce hemen belirtelim,  Çankaya’daki aday adaylarının belli bir sayıya düşürüldüğü haberleri yalanlanmamıştır.
Bu nedenle, “sükut ikrardan gelir” özdeyişini hatırlatarak, bunun doğru olduğu varsayımından hareket edilmiştir.
İşte o belli sayıya düşürülen adayların özgeçmişlerine bakıldığında, tahmin için gerekli verileri görmek mümkündür.
Dikkat edilirse, bu aday adaylarından birisinin bayan olduğu ve CHP’nin Sn. Genel Başkanının SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde, SSK’nın bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Çalışma Genel Müdür yardımcısı görevini yürüttüğü, son kurultayda parti meclisi üyesi olduğu ve  daha da sonra Genel Başkan Yardımcılığına getirildiği görülmektedir.
Konu bu çerçevede değerlendirildiğinde, birincisi, CHP’nin siyasette bayanlara daha çok yer verme iddiası içinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, kazanılacağına yüzde yüz gözüyle bakılan bir yerde bir bayanın aday gösterilmesi çok güçlü bir olasılıktır.
İkincisi, bu bayan aynı zamanda Genel Başkanın eski bir çalışma arkadaşıysa, partiye Kılıçdaroğlu döneminde girip, şimdilerde Genel başkan yardımcılığına kadar yükselmişse ve dahası, ismi hiç geçmezken birden bire Çankaya için aday adayı olmuşsa, belediye başkanlığı için başka bir aday aramak hayalcilikle eş anlamlıdır.
Sonuç olarak, tablo çok açıktır.
*
Umarız CHP, Çankaya ve Yenimahalle gibi büyük ve CHP tabanının dinamik olduğu ilçelerde ön seçime giderek bu tahminleri boşa çıkartacaktır.
Ancak mevcut veriler, ne yazık ki, bunun olmayacağını göstermektedir.
Geçmiş seçimlere bakıldığında ön seçim yapılan yerlerde başarılı olunduğu ortadayken, bu iki ilçede ön seçim yapılmaması, önümüzdeki seçimlerin riske atılmasından başka bir anlam taşımamaktadır.
Kaldı ki, merkez yoklamasıyla aday tespiti, demokratik mekanizmaları çalıştırdığı iddiasında bulunan bir partide en azından onca aday adayına karşı yapılmış açık bir haksızlık olacaktır.

Mustafa Tuğrul Turhan

 

 

 

 

 

 

2 yorum:

  1. Yine güzel bir tespit , yine güzel bir yorum tabi ki de anlayana!!! Çankaya ve Yenimahalle Ankaranın yarısı eder bu ilçeler CHP için çok önemli değeri vardır. Bu ilçelerdeki başarılarla Büyükşehir hedef olmalıdır ama kime ne anlatıyoruz ki!!! Eski Chp mutlaka değişmelidir. Zihniyet devrirmini gerçekleştirecek kişilere ve liderlere ihtiyaç vardır. Çayyolu

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Mustafa, tespitler ve yorumlar dört dörtlük. Kanımca CHP'nın hata üstüne hata yaptığını yazılarımızca açıklıkla belirttik. Bir parti örgütünde en önemli duruş; demokrat ve demokrasinin işlemesine yardımcı olması gerektiğine inanan bir kişiyim. Bununda en önemli göstergesi delege bazında değil üye bazında ön seçim yapılmasıdır. Partiye 18 arkadaşıyla birlikte ihanet eden bir şahsın tekrar partiye alınması önemli bir hatadır. hata zincirine bir yeni halka daha eklenmiştir. Bu zig zaklarla CHP önemli ölçüde oy kaybedecektir... AKP'ye muhalefet eden seçmenlerin kişisel görüşleri sonucu bir noktada toplanacaktır. Buda en iyi çalışma yapan ve alternatif olduğunu ortaya koyan siyasi örgütte toplanma ve yığılma olacaktır... Diye düşünüyorum... Sevgi ve Selamlar....

    YanıtlaSil