19 Aralık 2013 Perşembe

Ayakkabı Kutusu...

Yolsuzluk yapılarak istiflenen paralar ayakkabı kutusunda bulundu...
Ortalık karıştı...
Sosyal medyada sabahtan akşama kadar bütün espriler ayakkabı kutusu üzerine...
Bir de fotoğraf...
Ayakkabı kutusundan taşan milyonlar...
Altında bir cümle...
“Milyonları evde zor tutuyorum derken inanmamıştık”...
Paylaşan paylaşana...
Paltosunun cebinde çıksaydı veya masasının çekmecesinde ne olacaktı?
Nedense, ayakkabı kutusuna ortalık yıkılıyor...
*
Tepkiler, slogan bazında ve illa ki esprili...
Operasyonu yapan kim, muhatap olan kim?
Bu, üzerinde durulmayan tali bir mesele...
Hırsızı yakalayan polisler görevden alındı diye üzülüyoruz...
Sanki ortada görevini layıkıyla yapmaya çalışan objektif bir kamu iradesi var; AKP’nin yolsuzluklarını bir bir ortaya dökecek, ama engelleniyor gibi...
Sanki o polis, yıllardır bir tarikatın egemenlik kurduğu söylenen, Gezi parkında gaz sıkan, Etem’i vuran ve de dershanelerin kapatılması gündeme gelince çıkan kavgaya kadar AKP’nin polisi olan polis değil...
Sanki o yargı, AKP’nin vesayetine girdi diye hayıflanılan, Ergenekonları, Balyozları, uzun tutuklulukları yapan yargı değil...
Sanki devletin ve yetimin hakkını korumaya, hukukun üstünlüğünü sağlamaya çalışan birileri var da siyasi iktidar onları dağıtıyor...
Bir taraftan, “sıcak parayla götürdüğü ekonomi dibe vurdu tık yok, milleti birbirine düşman hale getirdi tık yok, dershaneleri kapatacağım dedi ortalık karıştı, diye espri yapılıyor...
Öte yandan, o dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan okyanus ötesinin, AKP ile iktidarında başta emniyet ve yargı olmak üzere devletin belli kurumlarında kadrolaştığına ve bugün olup bitenin altında, iktidar paylaşımında anlaşmazlık yaşanması üzerine bu kadroların harekete geçmesinin yattığına hiç değinilmiyor...
Varsa yoksa ayakkabı kutusu...
İşin şamata tarafı...
Sanki AKP dün iktidara geldi ve ilk yolsuzluğunda yakalandı...
On yıldır neredeydi, şimdi AKP’yi yakalayanlar...
Onca yolsuzluk yapılırken, bugün müthiş bir gizlilik içinde ansızın operasyon yapanlar o zaman yoklar mıydı?
*
Eller ovuşturularak seviniliyor...
Tamamda, bir de yakalanan ile yakalayanın bir elmanın iki yarısı olduğu unutulmasa...
Laik cumhuriyetten yana olanlar iktidara yürüme noktasına gelmiş olsa, bu ikisinin hemen sarmaş dolaş olacakları akıldan çıkartılmasa...
Aralarındaki kavgaya, itidalle yaklaşılıp sadece ve sadece halkın sağduyusuna güvenilse...
Ve en önemlisi, sadece iktidar değil, durup durup da dershaneleri kapatılmaya kalkılınca yolsuzlukların üzerine gidenler de eleştirilse...
Sn. başbakan’ın “Devlet içindeki devlet olan örgütlenme” dediği olguyu, diyet borcu öderken “ne istedilerse yaparak” aslında kendilerinin bu noktaya getirdiği ve ikisinden de kurtulmadıkça gerçek kurtuluşun olmayacağı bir görülse...

Kim bilir, belki o zaman bir anlık esprilere değil, ülkenin bu ikiliden tamamen kurtulup huzura kavuşmasına gülünür...
 
Mustafa Tuğrul Turhan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder