Ayıkla Pirincin
Taşını...
Yeni
CHP’de Mustafa Sarıgül’ün İstanbul ve Mansur Yavaş’ın Ankara için adaylıkları nihayet
kesinleşti...
Hiç
beklenmiyordu doğrusu, bayağı bir sürpriz oldu (!)
Şaka
bir tarafa, aslına bakılırsa bu son gelişme, başkalarını eleştiren CHP’nin içinde
de demokrasi olmadığını, genel başkan ve yanındakiler ne derse, parti meclisinin
ve merkez yürütme kurulunun aynen onayladığını da bir kez daha ortaya koymuş
oldu...
Sarıgül’ün
partiye dönüş sürecinde, çiçeklerle ayağına gidildi, Ankara’ya gelince genel
başkan otelde kahvaltı vererek dilekçesini aldı ve parti meclisi de ne oluyor
demeden bu dönüşü onayladı...
Benzer
girişimler ve aynı onaylama biçimi, Mansur Yavaş’ın adaylığı sürecinde de
yaşandı...
Bu
durumda o parti meclisi, “aferin takım”
denilmeyi hak etti...
Bu
işlerde, yükselen bir iki aykırı ses değil, sonuç önemli olduğuna göre demek ki
Yeni CHP, “cemaat” destekli Sarıgül’ü ve MHP kökenli Mansur Yavaş’ı can simidi
olarak gördü...
E
ne diyelim memlekete hayırlı uğurlu olsun (!)
*
Yeni
CHP böylece yeni yüzü de açıkça ilan etmiş oluyor...
Sağın
oylarına göz diktiğini, bunu başarmak için de taktik adı altında dümeni sağa ve
cemaate doğru kırdığını, ABD ile sıkı fıkı olup, ılımlı CHP olduğunu gösteriyor...
Dikkat
edilirse, şu son yolsuzluk operasyonunda bile cemaate tek laf edilmiyor...
Daha
düne kadar, vesayet altında olduğunu söyledikleri yargıya ve savcılara şimdi toz
kondurulmuyor...
AKP’yi
eleştirirken, yargıda bir vesayet yokmuş, başbakan’ın tabiriyle bir “paralel yapı” yokmuş gibi yapılıyor...
Birilerini
ürkütmemeye çalışılıyor...
*
Bu
tablo da başbakana, demagoji yapma ve içinde bulunduğu zor durumu, propagandaya
çevirme fırsatı veriyor...
Ne
diyor başbakan?..
Bir
zamanlar “o yollarda beraber yürüdükleri”
can yoldaşı tarikata, AKP’nin Türkiye’yi dini referanslara göre yönetmeye çalıştığını
söyleyip, laik cumhuriyete sahip çıkma iddiasında olanların bile diyemedikleri
ağır ifadelerle yükleniyor...
"Dindar
kisvesi altında bazı zavallı örgütleri taşeron olarak kullanıp, maşa olarak
kullanıp, benim bu güzel ülkemde kaos oluşturmak istiyorlar. Millet bu ittifakı
da bozar. Bu kirli ittifakları defalarca bozdunuz, bundan sonra da bozacağınıza
inanıyorum. Biz sizin hükümetiniz olarak, milletin hükümeti olarak, bu
uluslararası karanlık çevrelere karşı, devletimizin içine sızmış paralel devlet
arayışındaki örgüt ve çetelere karşı mücadele vermeye devam edeceğiz"
"Şimdi de
devlet için de paralel devlet kurma gayreti içerisine girenlerin çabasını da
görüyoruz. Paralel devlete izin vermeyeceğiz.
"Devlet
içine sirayet eden çetelere hem de onların efendilerine bu millet cevabını çok
sert bir şekilde verecek.”
"İstedikleri kadar tehditler savursunlar, istedikleri kadar şantaja, provokasyona başvursunlar asla bu tehditlere, bu şantajlara boyun eğmeyeceğiz"
"İstedikleri kadar tehditler savursunlar, istedikleri kadar şantaja, provokasyona başvursunlar asla bu tehditlere, bu şantajlara boyun eğmeyeceğiz"
“Artık ahlak
sınırlarını aşmış tipler türedi bu ülkede. Bu çeteler bu tür örgütler nasıl
mafyayı çökerttiysek bu çeteleri de çökertmiştik ama bunların şekli farklı.
Şimdi bunlara geldi sıra, bunları da çökerteceğiz. Artık nereden gelirse
gelsin, rengi ne olursa olsun asla bu konularda taviz yok.” Diyor...
Esas
olan, devletin içindeki o paralel yapıyı kendilerinin oluşturduğu gerçeği olsa
da, her zamanki pişkinlikle, üste çıkmaya çalışıyor ve görünen o ki, kendi
tabanında başarılı da oluyor...
Hemen
arkasından Yeni CHP’yi ve muhtemelen bir büyükşehir adayını kastederek, “CHP, eğer yolsuzluk arıyorsa geçmişine
baksın. CHP yolsuzluk görmek istiyorsa yanı başındakilere baksın. CHP genel
müdürü, yolsuzluk görmek istiyorsa dosyasını raftan indirdiği şimdi de aday
yapmaya gayret ettikleri kişilere baksın." Diyor...
Ve
"Nerede çete varsa, nerede kirli
örgüt varsa CHP'yi onun yanında bulursunuz. Onun arkasında bulursunuz. Şu anda
da yıllardır hakaret ettikleri bu çetenin arkasında saf tuttular. Şimdi bu
kirli örgütün arkasında vagon oldu. Benim milletim bu fırsatçılığı affetmez.
Benim milletim bu kirli ittifaka geçit vermez" diye ekleyerek, demagojiyle
siyasi manevra yapıyor...
Muhalefetin,
çok çok “okyanus ötesi” sözleriyle
güya eleştirmeye çalıştığı birilerine, başbakan “çete” diyebiliyor...
Ve
Yeni CHP’yi bu “çete” ile ittifak
içinde olmakla suçluyor...
Tabanının
çok hassas olduğu ve bir süredir endişeyle izlediği bir konuda CHP’yi zora
sokmaya çalışıyor...
Ve
ne yazık ki, ona bu fırsatı CHP fazlasıyla veriyor...
Hal
böyle olunca da ister istemez akıllara “söyleyene
değil, söyletene bak” özdeyişi geliyor...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Bir Siyasi Parti yetersiz ve tutarsızsa istediği kadar futbol takımı gibi transfer yapsın... Yenilgiden kurtulamaz ... Hele bir de lider parti meclisini dinlemezse onlara hükmederse seçimde işi biter ... Yazık oluyor CHP'ye küçük parti olma yolunda hızla ilerliyorlar !!!
YanıtlaSil