Kerhen...
İnsan,
severek, isteyerek yaptığı işlerde coşku doludur...
Kıpır
kıpırdır...
Başarılı
olması da işten bile değildir...
Yok,
bir işi severek, isteyerek değil de gönülsüz olarak mecburen yapıyorsa
coşkunun, heyecanın yerinde yeller eser...
Başarıysa
şansa kalmıştır...
Eskiler
bu duruma kerhen der...
Bu
eşyanın tabiatıdır...
*
Kırk
yılın CHP’si, Başkentin Çankaya ilçesinde onlarca adayı yarıştırırken,
Büyükşehir için kendi içinden bir isim çıkartamamış, MHP’den ihraç edilen
Mansur Yavaş’ı aday yapmış, düne kadar istemeyenler bile derhal benimseyerek,
hoşnut olmayanları eleştirmeye başlamıştır...
E
insaf...
Hadi
CHP üyesi olanların, parti disiplini filan diye destek vermesi bir yere kadar
anlaşılabilir...
Peki,
bunun dışındakilere ne demelidir?
Ortada,
gönülden destek verilecek, coşku duyulacak bir olay var mıdır?
CHP
kimi aday yaparsa, AKP’ye karşı olanlar hemen onun kabullenmek zorunda mıdır?
Kabullenmeyip,
bu tercihi eleştirenleri, oyları bölmekle, AKP’ye destek olmakla suçlamak ne
kadar gerçekçi ve doğrudur?
Sen
destekliyorsan bile bunun kerhen olması, eşyanın tabiatı gereği değil midir?
Lakin öyle görünüyor ki, her şey gibi eşyanın tabiatı da değişmiştir...
*
Lakin öyle görünüyor ki, her şey gibi eşyanın tabiatı da değişmiştir...
Ben
adayımı belirledim, desteklemezsen AKP yine gelir demek, bir emrivaki değil
midir?
Buna
göre, aday belirleme noktasında olanların, hiç mi sorumlulukları yoktur?
Bu
sorulara yanıt vermek kolay değildir...
Kaç
seçimdir oylar bölünmesin diyerek, CHP’yi beğenmediği halde kerhen oy
verenlerin sayısı sanıldığından daha fazladır...
Seçimler
buna rağmen hep kaybedilmiştir...
O
halde CHP yönetimi bu tablonun sorumluluğunu duymalı, kendisine gönülsüz de
olsa mecburiyetten destek verenleri daha fazla zorlamamalı, aday belirlerken
dikkatli davranmalıdır...
*
CHP’nin,
İstanbul ve Ankara adayları tartışmalıdır ve de tartışılmaktadır...
Bu
çok normaldir...
Eleştirenlerin
haklı olduğu pek çok husus vardır...
Dolayısıyla,
destek vermeyenlere veya tereddütte olanlara, oyları bölüyor gözüyle bakmanın hiçbir
haklılığı yoktur...
Bunu
yapanlar, önce dönüp kendi içlerinde rahat olup olmadıklarını, verdikleri
desteğin kerhen olup olmadığını sorgulamalıdır...
Yani,
iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmalıdır...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder