21 Ocak 2014 Salı

Mürit Platini!..

Elde kanıt olmadan itham da bulunmak yanlış olur...
Onun için takım ismi vermek, şu maçtı bu maçtı demek doğru olmaz...
Lakin hatırlayanlar, bilenler bilir...
Birileri tersini iddia etse de, profesyonel futbolumuz hiçbir zaman tertemiz olmamış, her zaman en şaibeli alan olmuştur...
*
Eğri oturup doğru konuşalım...
Yıllardır öyle maçlar oynandı ki futbolda, evlere şenlik...
Şampiyon olmak için sekiz gol lazımsa sekiz, beş lazımsa beş de atıldı...
Oyuncu hiç yoktan kırmızı kartla kendini attırdı...
Kaleci, hiç yenmeyecek golü yedi...
Aleni teşvik primleri dağıtıldı...
Birileri Şampiyon oldu...
Birileri küme düştü...
Bunlar pek fazla konuşulmadı...
Konuşanlar olduysa da sesleri duyulmadı...
*
Sonra nasıl olduysa birden bir şike soruşturması gündeme oturdu...
Kabak Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın başına patladı...
Sanki bu iki takımın şike ile suçlandığı maçlara kadar oynanan maçların hepsi temiz bir o maçlar kirliydi...
Ama işte dedik ya kabak bir kere patlamıştı...
Üstelik şike iddialarının peşinde bu kez başkanlığını Platini’nin yaptığı Avrupa Futbol Federasyonları Birliği UEFA vardı...
Bizim futbol federasyonu işi eline yüzüne bulaştırıp vaziyeti idare etmeye çalıştıysa da idari soruşturmayı yürüten UEFA müfettişleri şike var dedi;  iki kulübe de disiplin cezaları yağdı...
Fenerbahçe ve Beşiktaş Avrupa kupalarından men edildi...
Uluslar arası Spor Tahkim Mahkemesi CAS’a yapılan itirazlar da reddedildi...
*
Şike soruşturması sadece idari boyutta kalmadı, menfaat sağlamak için çete kurmak iddiası etrafında adli boyutu da oldu ve her iki kulübün kimi yöneticileri tutuklandı, uzun süre hapis yattı...
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım bunların en ünlüsüydü...
Sonunda Mahkeme de idari soruşturmayı yürüten UEFA müfettişleri ve itirazları reddeden CAS gibi şike yapıldığına ve bunun örgütlü bir şekilde olduğuna hükmedip kulüp yöneticilerine çeşitli hapis ve para cezaları verdi...
Aziz Yıldırım tutuklu yattığı süre göz önünde bulundurularak, tahliye edildi...
Geçen gün Yargıtay ilgili dairesi, şike davasında ceza alanların itirazlarını büyük ölçüde reddederek Aziz Yıldırımın cezasını onadı...
*
Ortalık karıştı...
Çünkü ortam buna çok müsait...
Yargı içinde bir tarikatın çetelerinin olduğu açıklamaları, bizzat başbakan tarafından alenen söyleniyor...
Bu yargı çetesinin TSK’ya “kumpas” kurduğu, Yargıtay'ın imamı olduğu açıklamaları yetkili ağızlardan yapılıyor, bu da yargıya zaten olmayan güveni sıfıra indiriyor...
Böyle olunca, özel yetkili mahkemelerce görülen diğer davalarda hüküm giyenler gibi Şike Davasından mahkum olan Aziz Yıldırım’da “yeniden yargıma” istiyor...
İstemekle kalmıyor, Yargıtay'ca verilen onama kararını tanımadığını, Şike Davasının ve verilen kararın siyasi olduğunu açıklıyor...
Hatta daha ileri gidip, iki yıl önce Alex ile birlikte ziyaret ettiğinde gayet mutlu pozlar verdiği ve arasının çok iyi olduğu başbakan'ı ve partisi AKP’yi cemaatle el ele iktidara yürümekle suçluyor, Şike operasyonunu Gülen cemaatinin yaptığını söylüyor...
Başka zaman olsa, Aziz Yıldırım'a dünyayı dar edecek olan başbakan, bu açıklamaları duymazdan gelerek, salt cemaati kötülemek adına onama kararı için “zamanlama manidar” diyor...
*
E herkes kendine göre haklı tabi...
Ortalık karışık...
Kimin ne dediği ne yaptığı belli değilken cezayı kim kabul eder...
Paralel savaş varken, inci cepheyi kim açar...
Hazır at izi it izine karışmışken, tabi ki, suçlu olan da olmayan da mahkemeleri reddeder...
Bu çok doğaldır...
*
İşin garip tarafı, başından beri olduğu gibi insanlar Ergenekon ve Balyoz Davalarında verilen kararlara tepkisiz kalırken, cezası onanan bir futbol kulübünün başkanı olunca yer yerinde oynuyor...
Yargıya güven kalmayınca, her ceza alan kahraman oluyor...
Şike operasyonunun idari boyutunun UEFA tarafından yürütüldüğü ve sonuçta ciddi cezaların verildiği, itirazların CAS tarafından reddedildiği unutuluyor...
İnsanın, cemaatin UEFA ve CAS içinde de çeteler kurduğuna, Fransız Platini'yi bile müridi yaptığına inanası geliyor...


Mustafa Tuğrul Turhan 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder