Mürit Platini!..
Elde
kanıt olmadan itham da bulunmak yanlış olur...
Onun
için takım ismi vermek, şu maçtı bu maçtı demek doğru olmaz...
Lakin
hatırlayanlar, bilenler bilir...
Birileri
tersini iddia etse de, profesyonel futbolumuz hiçbir zaman tertemiz olmamış,
her zaman en şaibeli alan olmuştur...
*
Eğri
oturup doğru konuşalım...
Yıllardır
öyle maçlar oynandı ki futbolda, evlere şenlik...
Şampiyon
olmak için sekiz gol lazımsa sekiz, beş lazımsa beş de atıldı...
Oyuncu
hiç yoktan kırmızı kartla kendini attırdı...
Kaleci,
hiç yenmeyecek golü yedi...
Aleni
teşvik primleri dağıtıldı...
Birileri
Şampiyon oldu...
Birileri
küme düştü...
Bunlar
pek fazla konuşulmadı...
Konuşanlar
olduysa da sesleri duyulmadı...
*
Sonra
nasıl olduysa birden bir şike soruşturması gündeme oturdu...
Kabak
Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın başına patladı...
Sanki
bu iki takımın şike ile suçlandığı maçlara kadar oynanan maçların hepsi temiz
bir o maçlar kirliydi...
Ama
işte dedik ya kabak bir kere patlamıştı...
Üstelik
şike iddialarının peşinde bu kez başkanlığını Platini’nin yaptığı Avrupa Futbol
Federasyonları Birliği UEFA vardı...
Bizim
futbol federasyonu işi eline yüzüne bulaştırıp vaziyeti idare etmeye çalıştıysa
da idari soruşturmayı yürüten UEFA müfettişleri şike var dedi; iki kulübe de disiplin cezaları yağdı...
Fenerbahçe
ve Beşiktaş Avrupa kupalarından men edildi...
Uluslar
arası Spor Tahkim Mahkemesi CAS’a yapılan itirazlar da reddedildi...
*
Şike
soruşturması sadece idari boyutta kalmadı, menfaat sağlamak için çete kurmak
iddiası etrafında adli boyutu da oldu ve her iki kulübün kimi yöneticileri
tutuklandı, uzun süre hapis yattı...
Fenerbahçe
Başkanı Aziz Yıldırım bunların en ünlüsüydü...
Sonunda
Mahkeme de idari soruşturmayı yürüten UEFA müfettişleri ve itirazları reddeden
CAS gibi şike yapıldığına ve bunun örgütlü bir şekilde olduğuna hükmedip kulüp
yöneticilerine çeşitli hapis ve para cezaları verdi...
Aziz
Yıldırım tutuklu yattığı süre göz önünde bulundurularak, tahliye edildi...
Geçen
gün Yargıtay ilgili dairesi, şike davasında ceza alanların itirazlarını büyük
ölçüde reddederek Aziz Yıldırımın cezasını onadı...
*
Ortalık
karıştı...
Çünkü
ortam buna çok müsait...
Yargı
içinde bir tarikatın çetelerinin olduğu açıklamaları, bizzat başbakan tarafından
alenen söyleniyor...
Bu
yargı çetesinin TSK’ya “kumpas” kurduğu, Yargıtay'ın imamı olduğu açıklamaları
yetkili ağızlardan yapılıyor, bu da yargıya zaten olmayan güveni sıfıra
indiriyor...
Böyle
olunca, özel yetkili mahkemelerce görülen diğer davalarda hüküm giyenler gibi
Şike Davasından mahkum olan Aziz Yıldırım’da “yeniden yargıma” istiyor...
İstemekle
kalmıyor, Yargıtay'ca verilen onama kararını tanımadığını, Şike Davasının ve
verilen kararın siyasi olduğunu açıklıyor...
Hatta
daha ileri gidip, iki yıl önce Alex ile birlikte ziyaret ettiğinde gayet mutlu
pozlar verdiği ve arasının çok iyi olduğu başbakan'ı ve partisi AKP’yi cemaatle
el ele iktidara yürümekle suçluyor, Şike operasyonunu Gülen cemaatinin
yaptığını söylüyor...
Başka
zaman olsa, Aziz Yıldırım'a dünyayı dar edecek olan başbakan, bu açıklamaları
duymazdan gelerek, salt cemaati kötülemek adına onama kararı için “zamanlama
manidar” diyor...
*
E
herkes kendine göre haklı tabi...
Ortalık
karışık...
Kimin
ne dediği ne yaptığı belli değilken cezayı kim kabul eder...
Paralel
savaş varken, inci cepheyi kim açar...
Hazır
at izi it izine karışmışken, tabi ki, suçlu olan da olmayan da mahkemeleri
reddeder...
Bu
çok doğaldır...
*
İşin
garip tarafı, başından beri olduğu gibi insanlar Ergenekon ve Balyoz
Davalarında verilen kararlara tepkisiz kalırken, cezası onanan bir futbol
kulübünün başkanı olunca yer yerinde oynuyor...
Yargıya
güven kalmayınca, her ceza alan kahraman oluyor...
Şike
operasyonunun idari boyutunun UEFA tarafından yürütüldüğü ve sonuçta ciddi
cezaların verildiği, itirazların CAS tarafından reddedildiği unutuluyor...
İnsanın,
cemaatin UEFA ve CAS içinde de çeteler kurduğuna, Fransız Platini'yi bile
müridi yaptığına inanası geliyor...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder