Neden?
Ana
muhalefetteki Yeni CHP bekliyor...
Yavru
muhalefetteki MHP’de bekliyor...
Neyi
mi?
Çok
açık....
Godo’yu
bekler gibi AKP hükümetinin tamam ben bırakıyorum, sahne sizin demesini
bekliyor...
Her
iki partinin genel başkanları veya yardımcıları, gırtlaklarını yırtarcasına hamasi
nutuklar atmaktan başka birçok meşru yol kullanılarak, AKP’nin gidişi için çaba
göstermek varken ciddi hiçbir adım atmıyor...
Hükümetin
meşruluğunu yitirdiğini bile, deyim yerindeyse dillerinin dişlerinin arasında geveliyor...
Kılıçdaroğlu
bunu, “topal ördektir yönetme iradesini
kaybetmiştir” sözleriyle ima yoluyla ifade etmeyi tercih ediyor...
Her
iki muhalefet de, bırakın “bu hükümet meşruluğunu yitirmiştir, derhal
parlamento grubu bulunan tüm partilerin iştirakiyle bir seçim hükümeti
kurularak en kısa zamanda erken genel seçime gidilmelidir” mealinde cümleler
telaffuz etmeyi, Anayasa’da yazılı meşru denetim yollarını bile kullanmayı
akıllarına getirmiyor...
Varsa
yoksa bağımsızlığı ve dolayısıyla tarafsızlığı tartışır hale gelmiş olup, uzun
zamandır güven duyulmayan yargıdan ve emniyetten medet umuluyor...
“Bırakın
yargı ve emniyet görevini yapsın” deniliyor...
İşin
özü olan, hangi yargı, hangi emniyet meselesiyse, es geçiliyor...
*
O
halde, bu kendilerini muhalefet sanan muhalefete, “neden siz herkesten önce
kendi üzerinize düşeni layıkıyla yapmıyorsunuz” diye sormak gerekiyor...
Neden,
en azından Anayasa’nın doksan dokuzuncu maddesinde yazılı olan “gensoru” müessesini işletmek için bir
girişimde bulunmuyorsunuz demek icap ediyor...
AKP’den
istifalar yaşanırken, halen ayrılmayıp da bir gensoruda gizli oylama yapılması
halinde muhalefet ile aynı “paralelde”
oy kullanacakların olabileceği ve bundan AKP’nin ciddi yara alacağı göz önünde
bulundurularak bu denetim mekanizması kullanılmıyor?
Neden, meydan meydan dolaşıp, sadece halka şikayet etmekle yetiniliyor?
Neden, meydan meydan dolaşıp, sadece halka şikayet etmekle yetiniliyor?
Bu
sorular yanıt bekliyor...
Halkın muhalefeti, işler karışınca dönüp bize şikayet edin diye değil, iş yapın diye
oraya gönderdiği unutuluyor...
Bu
pasifliği fırsata dönüştüren kimilerinin, partileri dururken kişisel olarak rol
çalmaya kalkmaları da ibretlik görüntüler oluşturuyor...
*
Gensoru
müessesi hafife alınıyorsa eğer, geçmişte Türk Ticaret Bankası’nın satışı ile
ilgili olarak ortaya çıkan bir yolsuzluk meselesinde CHP’nin, başbakan ve bir
kananıyla ilgili olarak verdiği gensoru ile Mesut Yılmaz hükümetinin
düşürüldüğünü,
Refah
Partisince, eski başbakan Tansu Çiller hakkında verdiği bir gensorunun ANAYOL hükümetin
sonunu hızlandırdığını muhalefete hatırlatmak gerekiyor...
Bunları
çok iyi hatırlaması gereken Baykal’dan, arabuluculuğa soyunmak yerine, partisinin
“gensoru” vermesi için çaba
göstermesi bekleniyor...
Netice
itibariyle, tarihten ders çıkartmadan, mevcut enstrümanların tümünü kullanmadan
siyaset yapmanın sittin sene muhalefette kalmak anlamına geleceği ve hiçbir zaman
iktidar olunamayacağını söylemekte yarar görülüyor...
Tabi
ki, bu hatırlatmalar, eğer muhalefettekiler bir senaryonun aktörleri olarak
kendilerine verilen rolleri oynamıyor da, iktidara gelmek için uğraş veriyorsa
bir anlam ifade ediyor...
Lakin
gösterilen performansa bakıldığında, durum ne yazık ki, umutsuz vak’a görünüyor...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder