5 Ocak 2014 Pazar

Neden?

Ana muhalefetteki Yeni CHP bekliyor...
Yavru muhalefetteki MHP’de bekliyor...
Neyi mi?
Çok açık....
Godo’yu bekler gibi AKP hükümetinin tamam ben bırakıyorum, sahne sizin demesini bekliyor...
Her iki partinin genel başkanları veya yardımcıları, gırtlaklarını yırtarcasına hamasi nutuklar atmaktan başka birçok meşru yol kullanılarak, AKP’nin gidişi için çaba göstermek varken ciddi hiçbir adım atmıyor...
Hükümetin meşruluğunu yitirdiğini bile, deyim yerindeyse dillerinin dişlerinin arasında geveliyor...
Kılıçdaroğlu bunu, “topal ördektir yönetme iradesini kaybetmiştir” sözleriyle ima yoluyla ifade etmeyi tercih ediyor...
Her iki muhalefet de, bırakın “bu hükümet meşruluğunu yitirmiştir, derhal parlamento grubu bulunan tüm partilerin iştirakiyle bir seçim hükümeti kurularak en kısa zamanda erken genel seçime gidilmelidir” mealinde cümleler telaffuz etmeyi, Anayasa’da yazılı meşru denetim yollarını bile kullanmayı akıllarına getirmiyor...
Varsa yoksa bağımsızlığı ve dolayısıyla tarafsızlığı tartışır hale gelmiş olup, uzun zamandır güven duyulmayan yargıdan ve emniyetten medet umuluyor...
“Bırakın yargı ve emniyet görevini yapsın” deniliyor...
İşin özü olan, hangi yargı, hangi emniyet meselesiyse, es geçiliyor...
*
O halde, bu kendilerini muhalefet sanan muhalefete, “neden siz herkesten önce kendi üzerinize düşeni layıkıyla yapmıyorsunuz” diye sormak gerekiyor...
Neden, en azından Anayasa’nın doksan dokuzuncu maddesinde yazılı olan “gensoru” müessesini işletmek için bir girişimde bulunmuyorsunuz demek icap ediyor...
AKP’den istifalar yaşanırken, halen ayrılmayıp da bir gensoruda gizli oylama yapılması halinde muhalefet ile aynı “paralelde” oy kullanacakların olabileceği ve bundan AKP’nin ciddi yara alacağı göz önünde bulundurularak bu denetim mekanizması kullanılmıyor?
Neden, meydan meydan dolaşıp, sadece halka şikayet etmekle yetiniliyor?
Bu sorular yanıt bekliyor...
Halkın muhalefeti, işler karışınca dönüp bize şikayet edin diye değil, iş yapın diye oraya gönderdiği unutuluyor...
Bu pasifliği fırsata dönüştüren kimilerinin, partileri dururken kişisel olarak rol çalmaya kalkmaları da ibretlik görüntüler oluşturuyor...
*
Gensoru müessesi hafife alınıyorsa eğer, geçmişte Türk Ticaret Bankası’nın satışı ile ilgili olarak ortaya çıkan bir yolsuzluk meselesinde CHP’nin, başbakan ve bir kananıyla ilgili olarak verdiği gensoru ile Mesut Yılmaz hükümetinin düşürüldüğünü,
Refah Partisince, eski başbakan Tansu Çiller hakkında verdiği bir gensorunun ANAYOL hükümetin sonunu hızlandırdığını muhalefete hatırlatmak gerekiyor...
Bunları çok iyi hatırlaması gereken Baykal’dan, arabuluculuğa soyunmak yerine, partisinin “gensoru” vermesi için çaba göstermesi bekleniyor...
Netice itibariyle, tarihten ders çıkartmadan, mevcut enstrümanların tümünü kullanmadan siyaset yapmanın sittin sene muhalefette kalmak anlamına geleceği ve hiçbir zaman iktidar olunamayacağını söylemekte yarar görülüyor...
Tabi ki, bu hatırlatmalar, eğer muhalefettekiler bir senaryonun aktörleri olarak kendilerine verilen rolleri oynamıyor da, iktidara gelmek için uğraş veriyorsa bir anlam ifade ediyor...
Lakin gösterilen performansa bakıldığında, durum ne yazık ki, umutsuz vak’a görünüyor...


Mustafa Tuğrul Turhan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder