Satranç...
Satranç,
kralların oyunudur derler...
Nedenini
sorduğunuzda da çoğunlukla, on beşinci yüzyıl Avrupa’sında popüler olduğunda
soylular arasında oynan bir oyun olduğu için diye açıklama yaparlar?
Oysa
bu açıklama doğru olsa da yeterli değildir...
Çünkü
kral oyunu denmesinin esas nedeni, her şeyden önce şansa değil, akla ve zekaya
dayanmasıdır...
Böyle
olduğu için de, şah’ın teslim alınması amacıyla vezirle, kalelerle, fillerle,
atlarla ve nihayet piyonlarla yapılan savaşı, rakibinin hangi hamleler
yapabileceğini düşünerek, üç beş hamle sonrasını hesaplayabilenin kazanmasının
kesin olmasıdır...
*
Aslına
bakılırsa bir rakiple yapılan bütün mücadeleler satranca benzemektedir...
Kazanmak
için atılan adımlar, iyi hesaplanmış ve rakibin neler yapabileceği düşünülerek
planlanmış olmalıdır...
Beklenmedik
bir hamle ile karşılaşıldığında da mutlaka bu gibi durumlar için önceden
hazırlanmış ikinci bir plan devreye sokulabilmelidir...
*
Bu
anlamda, belki de satrançla en fazla örtüşen mücadele, siyasi iktidarı ele
geçirmek için yapılan uğraştır.
Muhalefetteyseniz,
iktidarı nasıl devireceğiniz için tutarlı bir stratejinizin olmalı ve kısa
vadeli gelişmeler çerçevesinde bu stratejiye uygun taktikler geliştirmelisinizdir...
Yok,
iktidardaysanız, bu durumunuz muhafaza edebilmek ve daha uzun süre iktidar
olabilmek adına belli planlarınız bulunmalıdır...
Kısacası,
rakipten daha zeki ve akıllı olunması gerekmektedir...
*
Şimdi
bakın bizim memlekete...
Beğenin
beğenmeyin, gündemi daima AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan belirlemekte, gerçek
gündem dururken ortaya bir şey atıp, farklı bir gündem oluşturmaktadır...
Nitekim
şu son yolsuzluk operasyonunda bile hal böyle olmuş, kısa süreli bir şok yaşasa
da operasyonun, hükümetine karşı bir darbe girişimi olduğunu gündeme oturtmayı
başarmış, hatta buna “dost modern” darbe adını takacak kadar da
rahatlamıştır...
Kuşkusuz
bu, Erdoğan’ın başarısından çok, muhalefetin başarısızlığıdır...
*
Geçmişi
bırakıp en son yaşanana bakalım...
AKP,
zor durumdayken HSYK hamlesini yapmakta, muhalefetse, komisyonlardan, hatta
meclisten çekilme hamlesini hiç düşünmeden Adalet Komisyonuna girip fikir beyan
etmekte ve güya AKP’nin yasa tasarısını engellemektedir...
Bu
uğurda, Yargıçlar Sendikası Başkanı Sn. Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu komisyona
getirip konuşturmaya kalkmış, ama sonuçta işi eline yüzüne bulaştırarak,
Eminağaoğlu’nun hedef tahtasına konulmasına neden olmuştur...
Başka
bir deyişle, kırk yılın başında bir gündem değiştirmeyi başarmış o da AKP’nin
gündem bir değişse diye dua ettiği döneme rast gelmiştir...
Bu
muhalefeti kutlamak gerekir...
Adalet
komisyonunda, HSYK tasarısının Anayasa’ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı
olduğunu söyleyecek hiç kimse yok mudur da, bugüne kadar ki duruşu ile AKP’nin
tepkilerine hedef olduğu biline biline Yargıçlar Sendikası Başkanı Sn.
Eminağaoğlu komisyona getirilmiştir?
Komisyon
resmen davet etmeden, birilerinin gelip orada konuşma hakkı var mıdır da bu
yapılmıştır?
*
Sonunda,
Eminağaoğlu’na “sen kimsin bir kere haddini bil”, “bunlar hukukçu değil, provoke ediyorlar” deme imkanı Erdoğan’a altın
tepsi içinde sunulmuştur...
Hayret
etmemek mümkün değildir...
Anlaşılan
odur ki, muhalefetin ivedi olarak satranç öğrenmesi, biliyorsa da sık sık
oynayarak hamle yapma melekesini geliştirmesi gerekmektedir...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder