12 Ocak 2014 Pazar

Satranç...

Satranç, kralların oyunudur derler...
Nedenini sorduğunuzda da çoğunlukla, on beşinci yüzyıl Avrupa’sında popüler olduğunda soylular arasında oynan bir oyun olduğu için diye açıklama yaparlar?
Oysa bu açıklama doğru olsa da yeterli değildir...
Çünkü kral oyunu denmesinin esas nedeni, her şeyden önce şansa değil, akla ve zekaya dayanmasıdır...
Böyle olduğu için de, şah’ın teslim alınması amacıyla vezirle, kalelerle, fillerle, atlarla ve nihayet piyonlarla yapılan savaşı, rakibinin hangi hamleler yapabileceğini düşünerek, üç beş hamle sonrasını hesaplayabilenin kazanmasının kesin olmasıdır...
*
Aslına bakılırsa bir rakiple yapılan bütün mücadeleler satranca benzemektedir...
Kazanmak için atılan adımlar, iyi hesaplanmış ve rakibin neler yapabileceği düşünülerek planlanmış olmalıdır...
Beklenmedik bir hamle ile karşılaşıldığında da mutlaka bu gibi durumlar için önceden hazırlanmış ikinci bir plan devreye sokulabilmelidir...
*
Bu anlamda, belki de satrançla en fazla örtüşen mücadele, siyasi iktidarı ele geçirmek için yapılan uğraştır.
Muhalefetteyseniz, iktidarı nasıl devireceğiniz için tutarlı bir stratejinizin olmalı ve kısa vadeli gelişmeler çerçevesinde bu stratejiye uygun taktikler geliştirmelisinizdir...
Yok, iktidardaysanız, bu durumunuz muhafaza edebilmek ve daha uzun süre iktidar olabilmek adına belli planlarınız bulunmalıdır...
Kısacası, rakipten daha zeki ve akıllı olunması gerekmektedir...
*
Şimdi bakın bizim memlekete...
Beğenin beğenmeyin, gündemi daima AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan belirlemekte, gerçek gündem dururken ortaya bir şey atıp, farklı bir gündem oluşturmaktadır...
Nitekim şu son yolsuzluk operasyonunda bile hal böyle olmuş, kısa süreli bir şok yaşasa da operasyonun, hükümetine karşı bir darbe girişimi olduğunu gündeme oturtmayı başarmış, hatta buna “dost modern” darbe adını takacak kadar da rahatlamıştır...
Kuşkusuz bu, Erdoğan’ın başarısından çok, muhalefetin başarısızlığıdır...
*
Geçmişi bırakıp en son yaşanana bakalım...
AKP, zor durumdayken HSYK hamlesini yapmakta, muhalefetse, komisyonlardan, hatta meclisten çekilme hamlesini hiç düşünmeden Adalet Komisyonuna girip fikir beyan etmekte ve güya AKP’nin yasa tasarısını engellemektedir...
Bu uğurda, Yargıçlar Sendikası Başkanı Sn. Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu komisyona getirip konuşturmaya kalkmış, ama sonuçta işi eline yüzüne bulaştırarak, Eminağaoğlu’nun hedef tahtasına konulmasına neden olmuştur...
Başka bir deyişle, kırk yılın başında bir gündem değiştirmeyi başarmış o da AKP’nin gündem bir değişse diye dua ettiği döneme rast gelmiştir...
Bu muhalefeti kutlamak gerekir...
Adalet komisyonunda, HSYK tasarısının Anayasa’ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu söyleyecek hiç kimse yok mudur da, bugüne kadar ki duruşu ile AKP’nin tepkilerine hedef olduğu biline biline Yargıçlar Sendikası Başkanı Sn. Eminağaoğlu komisyona getirilmiştir?
Komisyon resmen davet etmeden, birilerinin gelip orada konuşma hakkı var mıdır da bu yapılmıştır?
*
Sonunda,  Eminağaoğlu’na “sen kimsin bir kere haddini bil”, “bunlar hukukçu değil, provoke ediyorlar” deme imkanı Erdoğan’a altın tepsi içinde sunulmuştur...
Hayret etmemek mümkün değildir...
Anlaşılan odur ki, muhalefetin ivedi olarak satranç öğrenmesi, biliyorsa da sık sık oynayarak hamle yapma melekesini geliştirmesi gerekmektedir...

Mustafa Tuğrul Turhan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder