Ya Tutarsa...
Yerinde
ve zamanında yapılmayan bir işin, söylenmeyen bir sözün artık hiçbir mana ifade
etmeyeceğini anlatmak için taş yerinde ağırdır derler eskiler...
Bazen
de geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye diyerek anlatırlar bu durumu...
Her
iki söz de yılların deneyimleriyle söylenmiştir ve sonuçta aynı kapıya
çıkar...
*
Bugün
gazetelerde yer alan, Orman ve Su İşleri Bakanı ile çiçeği burnunda Adalet
Bakanının sözleri bu ikisine de örnek oluşturuyor...
Orman
Bakanı, “eski Genel Kurmay Başkanı İlker başbuğ Afyon’dan hemşehrimdir.
Tutuklandığında ilk tepki veren isimlerden biriyim. Hakkındaki iddiaların
asılsız olduğunu düşünüyorum. Eğer sahte belgeler üretildiyse, yeni deliller ve
yeni tanıklar ortaya çıktıysa, ortaya çıkan yeni durum nedeniyle yeniden yargılama
yapılabilmeli.” Diyor...
“Günahsız
yere birçok insanın ceza evinde tutulduğunu düşünüyorum. Askeriyede bir seminere
çağrılanın, ‘ben gelmiyorum’ deme şansı yoktur. ‘O toplantıya katıldı’ diye
bir insanı suçlu ilan etmek darbe planları içinde göstermek son derece
yanlıştır.”Diyor...
Hafızamı
yokladım, Başbuğ, tutuklandığında ne tepki verdi hatırlamıyor...
Mantığıma
vurdum, şimdi söylediklerinin çok geç kalınmış sözler olduğunu, dolayısıyla bir
manasının olmadığını söylüyor...
Şarkılara
sordum, “daha önceleri nerelerdeydiniz” diyor...
İçimse,
birden bire bu “U” dönüşü niye ki diye endişeleniyor...
*
Adalet
Bakanı desen, Ormancıdan farksız...
“Balyoz
ve Ergenekon hakimleri hakkında yüzlerce şikayeti HSYK üçüncü dairesi reddetti.
Son teklif yasalaşırsa, başkan olarak ben yeniden incelerim.” Diyor...
Bak
bak...
Hem
nalına, hem mıhına vuruyor...
Bir
yandan, tabiri caizse şark kurnazlığı yaparak, Anayasaya aykırı olduğunu
herkesin bağırdığı HSYK yasası teklifinin kabul edilmesini sağlamak amacıyla
olsa gerek, muhalefete“teklifi yasalaştırın ben hakimleri feda ederim” demeye
getiriyor...
Diğer
yandan da, bütün olan bitenden HSYK ve hakimler sorumluymuş gibi göstermeye çalışıyor...
Hükümet
mi?
O
sütten çıkmış ak kaşık!
*
Söylemek
istedikleri, vermek istedikleri mesaj budur aslında...
Başta
başbakanları, bütün bakanlar bunun telaşında...
Bütün
uğraşları, işi getirilip “yargı darbesine” bağlamak...
Cemaati
günah keçisi yapıp işin içinden sıyrılmak...
Balyoz,
Ergenekon torbada ne varsa cemaate yükleyip aradan çekilmek...
Taktik bu...
Tutar mı?
Bilinmez...
Nasrettin Hocaya sormalı...
Göle
yoğurt çalan oydu...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder