8 Mart 2014 Cumartesi

Geciken Adalet Adaletsizliktir...

Allah fakir kulunu, önce eşeğini kaybettirip sonra buldurarak sevindirirmiş...
Şimdilerde bizim ülkede yaşananlar tam da böyle...
Yurtseverler önce kumpas kurularak yıllarca tutuklanıyor...
Sonra birileri, birden bire evrensel hukuk ilkelerini hatırlıyor ve onlara gasp edilen özgürlükleri geri veriliyor...
Ve herkes bunu alkışlıyor...
Eşeği kaybettirip buldurmak bu değilse nedir?
*
Mustafa Balbay, Fatih Hilmioğlu ve en son İlker Başbuğ...
Bunun somut örnekleri olarak öne çıkıyor...
*
Bugün Sn. Başbuğ’un serbest bırakılmasının gerekçesini oluşturan Anayasa Mahkemesinin uyguladığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları sanki birden bire gökten zembille iniyor...
Dün, Sn. Başbuğ’un tutuklanmasına karar veren, aylardır kararının gerekçesini yazmayan ve defalarca yapılan tahliye taleplerini, “etkili bir şekilde incelemeden” reddeden mahkeme, nasılsa bu içtihatları bilmiyor(!)
Bir tek Anayasa mahkemesi biliyor(!)
Ve hal böyle olunca,” kumpas” kurbanları Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaparak özgülüklerine kavuşuyor...
*
Kaderin cilvesine bakınız ki, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı da, o “kumpas” kurulduğunda iktidarda olan AKP hükümetince getiriliyor...
Güler misin ağlar mısın?
Tam bir çelişkiler yumağı...
Tam bir komedi...
*
Hala içeride olanların Sn. Başbuğ’dan ve daha önce salıverilenlerden farkları yok...
Ama onlar hala içeride...
Neden?
Çünkü bireysel başvuru haklarını halen kullanmış değiller...
Onlar bu hakkı kullanmadan, onları tutuklayan veya mahkum eden o mahkemeler, AHİM içtihat kararlarını görmezden, bilmezden gelmeye devam ediyor...
Bu kararlar aleni değilmiş ve herkesi bağlamazmış gibi davranılıyor...
*
Yurtseverlere zulmedilmeye devam ediliyor...
Haksızlık, hukuksuzluk apaçık ortaya çıktığı halde, Anayasa Mahkemesinin uyduğu içtihatlar, tüm tutuklulara şamil kılınmıyor...
Ceza hukukunun temel prenslerinden olan,  kişilerin lehine olan durumların öncelikle uygulanması hususu yok sayılıyor...
İlla ki, bireysel başvuru ve Anayasa Mahkemesinin kararı bekleniyor...
Geciken adaletin adaletsizlik olduğu bizzat adalet dağıtmakla görevli olanlarca inkar edilmiş oluyor...
*
Kuşkusuz, bu olan bitenlerin yaşandığı bir yerde, hukuktan, haktan ve adaletten söz edilmesi mümkün olamıyor...
İşin en hazin yanıysa, bu vahim tabloyu yaratanların, Anayasa mahkemesi kararlarını hiç sıkılmadan “ hayırlı olsun” diyerek, değerlendirmesi oluyor...
Vicdanları kara olanların yüzleri de kızarmıyor...

Mustafa Tuğrul Turhan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder