Geciken
Adalet Adaletsizliktir...
Allah
fakir kulunu, önce eşeğini kaybettirip sonra buldurarak sevindirirmiş...
Şimdilerde
bizim ülkede yaşananlar tam da böyle...
Yurtseverler
önce kumpas kurularak yıllarca tutuklanıyor...
Sonra
birileri, birden bire evrensel hukuk ilkelerini hatırlıyor ve onlara gasp
edilen özgürlükleri geri veriliyor...
Ve
herkes bunu alkışlıyor...
Eşeği
kaybettirip buldurmak bu değilse nedir?
*
Mustafa
Balbay, Fatih Hilmioğlu ve en son İlker Başbuğ...
Bunun
somut örnekleri olarak öne çıkıyor...
*
Bugün
Sn. Başbuğ’un serbest bırakılmasının gerekçesini oluşturan Anayasa Mahkemesinin
uyguladığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları sanki birden bire gökten
zembille iniyor...
Dün,
Sn. Başbuğ’un tutuklanmasına karar veren, aylardır kararının gerekçesini
yazmayan ve defalarca yapılan tahliye taleplerini, “etkili bir şekilde incelemeden”
reddeden mahkeme, nasılsa bu içtihatları bilmiyor(!)
Bir
tek Anayasa mahkemesi biliyor(!)
Ve
hal böyle olunca,” kumpas” kurbanları Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
yaparak özgülüklerine kavuşuyor...
*
Kaderin
cilvesine bakınız ki, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı da, o “kumpas”
kurulduğunda iktidarda olan AKP hükümetince getiriliyor...
Güler
misin ağlar mısın?
Tam
bir çelişkiler yumağı...
Tam
bir komedi...
*
Hala
içeride olanların Sn. Başbuğ’dan ve daha önce salıverilenlerden farkları yok...
Ama
onlar hala içeride...
Neden?
Çünkü
bireysel başvuru haklarını halen kullanmış değiller...
Onlar
bu hakkı kullanmadan, onları tutuklayan veya mahkum eden o mahkemeler, AHİM
içtihat kararlarını görmezden, bilmezden gelmeye devam ediyor...
Bu
kararlar aleni değilmiş ve herkesi bağlamazmış gibi davranılıyor...
*
Yurtseverlere
zulmedilmeye devam ediliyor...
Haksızlık,
hukuksuzluk apaçık ortaya çıktığı halde, Anayasa Mahkemesinin uyduğu
içtihatlar, tüm tutuklulara şamil kılınmıyor...
Ceza
hukukunun temel prenslerinden olan, kişilerin
lehine olan durumların öncelikle uygulanması hususu yok sayılıyor...
İlla
ki, bireysel başvuru ve Anayasa Mahkemesinin kararı bekleniyor...
Geciken
adaletin adaletsizlik olduğu bizzat adalet dağıtmakla görevli olanlarca inkar edilmiş
oluyor...
*
Kuşkusuz,
bu olan bitenlerin yaşandığı bir yerde, hukuktan, haktan ve adaletten söz
edilmesi mümkün olamıyor...
İşin
en hazin yanıysa, bu vahim tabloyu yaratanların, Anayasa mahkemesi kararlarını
hiç sıkılmadan “ hayırlı olsun” diyerek, değerlendirmesi oluyor...
Vicdanları
kara olanların yüzleri de kızarmıyor...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder