Severiz Kahraman Yaratmayı...
Yargı,
cumhuriyet tarihi boyunca hiç bir zaman bu denli siyasallaşmadı...
Güven
ve itibar kaybetmedi...
Yasama,
hiçbir zaman bu kadar tek adam peşinden koşmadı...
Hukuka
aykırı yasalar çıkartmadı...
Yürütme,
hiçbir zaman bu ölçüde hukuktan ayrılıp, pervasızlaşmadı...
Ben
yaptım oldu demedi...
Toplum,
hiçbir dönemde şimdiki gibi kutuplaşmadı...
Gelecek
endişesi duymadı...
Korku
yaşamadı...
*
Peki,
bu ülke bu karanlık günlere nasıl geldi?
Bu
ürkütücü tabloyu kimler yarattı?
Yanıtını
herkes biliyor...
Ülkeyi
bu noktaya on iki yıllık AKP iktidarı getirdi...
*
Peki,
sürpriz mi?
Hiç
değil...
Siyasi
iktidarın liderinin geçmişte demokrasi için söylediği “tramvay” benzetmesi, halk isterse
Laiklik
elbette ortadan kaldırılır demesi hafızalardadır...
*
Bu
anlayışın ülkeyi uçuruma sürükleyeceğini bilmek için kahin olmaya elbette gerek
yoktur...
Tekerlek
kırılmadan yol gösterenler olduysa da kimse onları dinlememiştir...
*
Siyasi
iktidar, hedefine ulaşmasını engelleyen her konuda yasama organındaki sayısal
üstünlüğü sayesinde istediği yasayı, istediği şekilde çıkartmış, cumhurbaşkanınca
bir iki önemsiz istisna dışında tüm yasalar onaylanmış, muhalefet partilerinin
başvurusu üzerine o yasaların Anayasa’ya aykırı olduğu iddialarını inceleyen
Anayasa Mahkemesi de genelde bu başvuruları reddetmiştir...
Mahkemenin,
on iki yıllık AKP iktidarı döneminde birçok yasa çıkarılmasına karşılık, Anayasa’ya
aykırı bularak iptal ettiği yasa sayısı, bir elin parmakları kadar değildir...
Bu
durumda, ülkenin içinde bulunduğu halin tek sorumlusu olarak siyasi iktidarı
görmek ve göstermek ne kadar doğru bir değerlendirme olabilir?..
*
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısınca kapatılması talebiyle açılan davada, AKP iktidarının "laikliğe
aykırı fiillerin odağı haline geldiği" tespitini yapan, ancak buna
karşılık teamüllerin dışında, sadece hazine yardımından mahrum bırakılması
kararını veren Sn. Haşim Kılıç Başkanlığındaki Anayasa Mahkemesidir?..
Oysa
laiklik, demokrasinin var olması için vazgeçilmez bir ilkedir...
Laiklik
olmadan demokrasi olmayacağı, laikliği içine sindirememiş bir iktidarın
demokrasi için büyük tehlike oluşturacağı çok açıktır...
Kuşkusuz
bunu en iyi bilmesi gereken de, laikliğin Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinde
yazılı olması nedeniyle Anayasa Mahkemesidir...
*
Ve
ne gariptir ki, bugün o mahkemenin 52. Kuruluş yıldönümü törenindeki
konuşmasında, “demokrasi, insan onuru, temel hak ve özgürlükler, mahkememizin
korumak zorunda olduğu evrensel değerlerdir.” Dediği için Aynı Sn. Haşim Kılıç,
adeta demokrasi kahramanı ilan edilmiştir...
Oysa
demokrasi lafla olmamaktadır.
Kahramanların,
bu kadar ucuz ve basit ilan edildiği bir yerde, gerçek demokrasiye ulaşmak neredeyse
imkansızdır...
Önce
bu unutulmamalıdır...
Mustafa Tuğrul
Turhan