6 Kasım 2014 Perşembe


Aklıma Takılanlar...

1-Apartman Dairesinden Saraya...


Bilirsiniz, siyasetin, gelişmiş demokrasilerin olduğu Avrupa ülkelerinde başka, biz de başka kuralları vardır...
Oralarda doğru ve dürüst olmak, ilkeli olup, bu ilkelerden taviz vermemek makbuldür, bizde tam tersi...
Batı medeniyetinde, siyasi partiler iktidara gelmeden ne söyleyip, ne vaat ediyorlarsa, iktidara geldiklerinde onları gerçekleştirmek için çabalar, sapma yoktur...
Bizde iktidara gelene kadar “yolsuzluğa, yoksulluğa, yasaklara” karşı olunduğu söylenip, ahlak abidesi olunur, iktidara geldikten sonra yolsuzluğun daniskası yapılır, halk iyice yoksullaştırılır, yasaklar birbirini kovalar...
*
Son günlerde AK- Saray gündeme oturunca aklıma geldi; AKP, yolsuzluklarla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele edeceği vaadiyle iktidara geldiği ilk günlerde, halktan yana görünmek adına, ayrıcalıklı değil halk adamı rolüne bürünüp, büyük bir tantanayla milletvekili lojmanlarını satacağını söylemiş ve kısa süre sonra da satmıştı...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara Keçiören’de bir apartman dairesine yerleşerek, bu popülizme önderlik etmişti...
*
Ne oldu sonunda?
AKP mücadele edeceğini söylediği  “3Y’ye”, yani, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara tavan yaptırdı...
Milletvekili lojmanlarını sattıran AKP’nin lideri1 Erdoğan 1000 odalı saray inşa ettirdi, AKP’liler yakışır diyerek alkış tuttu...
Keçiören’deki apartman dairesinden, Atatürk Orman Çifliği talan edilip, 1 milyar 370 milyon lira harcanarak inşa edilen ve ismiyle “padişahlığı” çağrıştıran bu ihtişamlı saraya geldi...
Bunda hiçbir beis görmedi...
*
Çünkü artık iktidara gelmek için olduğundan farklı görünme dönemi çok gerilerde kalmıştı; "bizim" siyasetin kuralları işlemekteydi...
*
Tek başına bu çelişki bile AKP zihniyetinin ve o zihniyetin sahiplerinin makyajsız, maskesiz yüzlerinin en somut göstergesidir...

 
2-YÖK Başkanı Çetinsaya....

 
YÖK Başkanının atama usulü, diğer kamu görevlilerinden farklı...
Cumhurbaşkanı tek imza ile YÖK üyelerinden birini başkan olarak tayin ediyor ve tabi, görevden alma da aynı usulle, cumhurbaşkanının tek imzası ile oluyor...
*
Şimdiye kadar hiçbir YÖK başkanı süresi dolmadan görevden alınmamışken, Abdullah Gül tarafında bu göreve atanmış olan Gökhan Çetinsaya, Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün itibariyle, hiç bir gerekçe gösterilmeden görevden alınıyor ve böylece bir ilk daha yaşanmış oluyor...
*
Çetinsaya’nın görevden alınması basında pek yer bulmasa da, aslında oldukça önem arz ediyor...
Abdullah Gül kadrosunun her alanda olduğu gibi YÖK’ten de tasfiye edildiği izlenimi verdiği kadar, Recep Tayyip Erdoğan’ın “paralel” yapıya açtığı savaş dikkate alındığında, Çetinsaya göreve getirildiğinde hakkında ileri sürülen “cemaatin adamı” iddialarına da kuvvet kazandırıyor...
*
Sonuç itibariyle, ne yazık ki Türkiye, nasıl uzun süredir “tek” adamın istekleri doğrultusunda yönetildiyse, bugün de konumu itibariyle artık tarafsız olması gerektiği halde bir siyasi parti lideri gibi davranmaya devam eden o “tek” adamın kişisel tasarruflarıyla yönetiliyor...
Literatürde bu duruma, kuralların, yasa ve hukukun egemen olduğu demokratik devlet değil, kabile devleti deniliyor...

Mustafa Tuğrul Turhan

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder