Pazar
Üçlemesi...
MİDİBÜS KAZASI
Şaşırıyor
bir midibüse 46 kişinin binmesine...
İlk
defa duyuyormuş gibi...
Halbuki,
sabah işe geç kalmamak, akşam evine dönebilmek için kapasitesinin iki katı,
belki daha fazla yolcu alan tıkış tıkış minibüse zor biniyor kendisi...
Şoför,
“Trafik polisi var çökün” deyince dizlerini kırıp “çöken” o değil sanki...
Traktör
römorklarında işe giderken her yıl yüzlerce tarım işçisinin yaşamını yitirdiği
ülke, kendisinin de yaşadığı ülke değil gibi...
E
toplumsal hafıza bu bizde...
Unutuyor
ve şaşırıyor...
*
Maden
Ocaklarında meydana gelen her faciadan sonra aynı şeylerin söylenip, yine aynı
kazaların yaşandığını unutuyor...
PKK
ile görüşen şerefsizdir deyip, sonra devlet görüştü biz değil diyenleri
unutuyor...
İçinde
bulunduğu ekonomik, sosyal, kültürel sorunlardan yakınıyor; bunları
yaşatanların oniki yıldır iktidarda olduğunu unutuyor...
Gidip
yine onları seçiyor...
Sonra
başına gelenlere yeniden şaşırıyor...
MAAŞ UÇURUMU
Adet
olduğu üzere, kendi maaş ve ücretine üç kuruş zam yapılıp hayal kırıklığı yaşadığında
milletvekili maaşlarına takılıyor...
Milletin
kendisine sapıyla vekiline kepçeyle veriyorsun diye kızıyor...
O
vekilin maaşa ihtiyacı olmadığını, durumu iyi olmasa zaten vekil olamayacağını
aklına bile getirmiyor...
*
Yolsuzluk
iddiasıyla tutuklanan Türk Hava Kurumu Genel Başkanı emekli general’in, kurumun
yan kuruluşlarından da aldıklarıyla toplamda ellibin Türk lirası aylık geliri olduğunu
ve vekil maaşlarını birkaç kez katladığını pek de önemsemiyor...
Keza,
küçük şirketlerin bile yöneticilerine ciddi ücretler ve altlarına otomobil
verdiğini, ceo’larının maaşlarınınsa dudakları uçuklattığını fark etmiyor...
*
Sadece
milletvekili maaşlarına takılıp kaldığı için zengin ve yoksul arasındaki
uçurumun son oniki yılda akıl almaz oranda derinleştiğini görmüyor...
Gidip
yine bu düzenin mimarlarına oy veriyor...
CEMAAT VE İHANET
Hüseyin
Gülerce için Fetullah Gülen cemaatinin Türkiye sorumlusuydu demek yetmez, hoca
efendinin Türkiye ayağıydı demek çok daha doğru bir tanımlama olur her halde...
Cemaatle
yollar ayırmış, veryansın ediyor şimdi...
Hürriyette
Ahmet Hakan’a verdiği röportajda, neler diyor neler...
*
Mesela
17 Aralık yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak, “AK partinin ilk on yılında Türkiye’de hiç yolsuzluk olmamış,
ihalelerde hiç kayırma olmamış da son iki senede rüşvet, yolsuzluk almış
yürümüş... Buna inanmam, bıçağın üzerinde yolsuzluk ve rüşvet yazıyor, saplayan
ise bunu darbe olarak saplıyor. Bu bir darbe girişimiydi.” Diye
konuşuyor...
Yolsuzlukların
üstünün kapatıldığı eleştirilerine karşı, 17 Aralık operasyonunda hedef
gösterilen kişilerin hemen cezalandırılması halinde hükümetin de gideceğini,
surda gedik açılırsa gerisinin geleceğini tabanın fark ettiğini ve “Hükümet devrilirse ülke istikrarsızlığa
gider, CHP ve MHP gelir, dolayısıyla biz buna destek vermiyoruz.” Diyerek
AK partiye sahip çıktı diyor...
Cemaatin
devlette kadrolaşmasına ne diyorsunuz sorusuna, “Bürokrasiye insan yetiştirilmesine evet... Ama o insanların neyi nasıl
yapacakları cemaatten alacakları talimatla yerine getirmelerine hayır...”
Diye yanıt veriyor...
Tabi
insan “bak sen” demekten kendini alamıyor...
*
Uzatmayalım...
Bütün
bu işler olurken, işler iyi giderken yıllarca “hoca efendisinin” buyruklarını
yerine getirip, cemaatin itibarlı adamı ayaklarında Hükümete ayar verdikten
sonra şimdi bu açıklamaları yapmaya utanmıyor...
Çapının
ne olduğunu da açıkça ortaya koyuyor...
Demek
ki, dönekler ve ihanet edenler hep aynı oluyor...
Ar
damarları bulunmuyor...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder