Hocalarının
Talebeleri...
Bunların
hocaları da böyleydi...
Yolsuzluk
bunlar için hiç bir zaman mücadele edilmesi gereken bir sorun olmadı...
Bunların
yolsuzlukla mücadele söylemleri, geçmişte de bugün de sadece ve sadece oy
avcılığından ibaret oldu...
*
Yaşı
yetenler hatırlar, 1995 yılı genel seçimlerinden Necmettin Erbakan başkanlığındaki
refah partisi 1. Olarak çıkmış, ancak tek başına hükümet kuracak çoğunluğu
sağlayamamıştı...
Diğer
partiler ile koalisyon arayışları da netice vermemiş, hükümeti, seçimlerde çok
az bir oy farkıyla 2. ve 3. Olan Mesut Yılmaz başkanlığındaki ANAVATAN Partisi ile
Tansu Çiller başkanlığındaki Doğru Yol Partisi kurmuştu...
Tansu
Çiller, ANAYOL olarak adlandırılan bu hükümette görev almamış, Mesut Yılmaz
başbakan koltuğuna oturmuştu...
*
Seçimlerden
1. Çıkmakla birlikte hükümete olamayan Refah Partisi iktidar koltuğuna oturmak
için yolsuzluk iddialarına sarılmış, Doğru Yol Partisi lideri Çiller hakkında,
bir önceki hükümette başbakanken TEDAŞ ihalelerine müdahale ederek yolsuzluk
yaptığı iddiasıyla gensoru vermiş, bu gensoru önergesi, Refah Partililerin yanı
sıra, hükümet ortağı olmalarına rağmen Doğru Yol Partisini bu vesile ile
sahneden silerek merkez sağ kulvarda tek başına kalma hesabı yapan ANAVATAN
milletvekillerince de desteklenmiş ve sonuçta, Çiller ve zamanın Enerji Bakanı
hakkından ayrı ayrı soruşturma komisyonları kurulmuştu...
*
Ve
tabi, ANAVATAN’lılar hükümete ortağı oldukları partinin genel başkanı hakkından
soruşturma komisyonu kurulması için oy kullanınca, ANAYOL hükümeti de çökmüş,
Refah Partisi için yeniden hükümet olma fırsatı doğmuştu...
Bunun
üzerine Çiller, muhtemelen soruşturma komisyonundaki Refah ve ANAVATAN Partili
üye sayısının kendisini Yüce Divan’a gönderme yolunda karar alabilecek
çoğunluğa sahip olduğunu dikkate alarak, Refah Partisinin koalisyon teklifini
kabul etmiş ve Erbakan’ın başkanlığında REFAHYOL hükümeti kurulmuş, Çiller
başbakan yardımcısı olmuştu...
*
Bundan
sonraysa dengeler değişmişti...
Çiller
ve zamanın Enerji Bakanı hakkında kurulan soruşturma komisyonları çalışmalarını
tamamladıktan sonra yapılan oylamada, Refah Partili komisyon üyeleri, Çiller ve
bakanı hakkındaki yolsuzluk iddialarını kendileri gündeme taşıyarak gensoru
verdikleri ve soruşturma komisyonlarının kurulmasını sağladıkları halde, her ikisi hakkında da Yüce Divan’a gönderilmelerine
gerek olmadığı yönünde oy kullanmışlar, Çiller 7 ye karşı 8 oyla Enerji bakanı
ise daha açık farkla Yüce Divan’a gönderilmemişti...
*
Çünkü
Refah Partisi için mesele yolsuzluklara karşı gerçekten hassas olunması değil,
iktidarın ele geçirilmesiydi...
Yolsuzlukla
mücadele filan, kamuoyuna karşı sadece bir aldatmacaydı...
Mantık
Makyavel’in “Amaca giden yolda her yol mubahtır” mantığıydı...
Ve
bu mantığı kusursuz uygulayan Refah Partisi, Çiller’in siyasi geleceğini
tehlikeye sokacak bir kozu oynayarak, Yüce Divan tehdidi ile amacına ulaşmıştı...
Bundan
sonrası, iktidarını sürdürmek için ortağını korumayı gerektirmekteydi...
Dün
dünde kalmıştı, bugün menfaat ne gerektiriyorsa oydu...
*
Aslına
bakılırsa, gerçekten de ne Çiller’in ne de Enerji bakanının Yüce Divana
gönderilmesini gerektirecek bir yolsuzluk söz konusu değildi, lakin haklarında
kurulan soruşturma komisyonları çalışmaları sonunda hukuken bu sonuca
ulaştıkları için değil, tamamen siyasi dengeleri gözeterek Yüce Divan’a
göndermeye gerek olmadığı yönünde karar vermişti...
*
Bugün
4 eski bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonunun verdiği karar da aynen
böyle siyasidir...
AKP’nin
yolsuzlukla mücadele söylemlerinin, Refah Partisinden hiç bir farkı olmadığının
en somut göstergesidir...
Hocaları
ne yapmışsa, talebeleri de onu yapmaktadır...
Netice
ortadadır; komisyondaki AKP’li 9 üyenin oylarına karşı 4 CHP’li ve 1 MHP’li
üyenin oyu Yüce Divan’a gönderilmelerine yetmemiştir...
*
Kısacası
ülkede değişen bir şey yoktur...
Mecliste
kurulan soruşturma komisyonları, her zaman siyasi karar vermiştir ve bugün de
bu gelenek bozulmamıştır...
*
Parti
içi demokrasi gerçek anlamda var olmadığı, Genel Başkanların tek seçici olduğu ve ağızlarından çıkan emir sayıldığı sürece de bu gelenek değişmeyecek, yasama organında
çoğunluğu elinde bulunduran parti, tıpkı bugün olduğu gibi istediği şekilde at
oynatacaktır...
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder