5 Ocak 2015 Pazartesi

Hocalarının Talebeleri...

Bunların hocaları da böyleydi...
Yolsuzluk bunlar için hiç bir zaman mücadele edilmesi gereken bir sorun olmadı...
Bunların yolsuzlukla mücadele söylemleri, geçmişte de bugün de sadece ve sadece oy avcılığından ibaret oldu...
*
Yaşı yetenler hatırlar, 1995 yılı genel seçimlerinden Necmettin Erbakan başkanlığındaki refah partisi 1. Olarak çıkmış, ancak tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlayamamıştı...
Diğer partiler ile koalisyon arayışları da netice vermemiş, hükümeti, seçimlerde çok az bir oy farkıyla 2. ve 3. Olan Mesut Yılmaz başkanlığındaki ANAVATAN Partisi ile Tansu Çiller başkanlığındaki Doğru Yol Partisi kurmuştu...
Tansu Çiller, ANAYOL olarak adlandırılan bu hükümette görev almamış, Mesut Yılmaz başbakan koltuğuna oturmuştu...
*
Seçimlerden 1. Çıkmakla birlikte hükümete olamayan Refah Partisi iktidar koltuğuna oturmak için yolsuzluk iddialarına sarılmış, Doğru Yol Partisi lideri Çiller hakkında, bir önceki hükümette başbakanken TEDAŞ ihalelerine müdahale ederek yolsuzluk yaptığı iddiasıyla gensoru vermiş, bu gensoru önergesi, Refah Partililerin yanı sıra, hükümet ortağı olmalarına rağmen Doğru Yol Partisini bu vesile ile sahneden silerek merkez sağ kulvarda tek başına kalma hesabı yapan ANAVATAN milletvekillerince de desteklenmiş ve sonuçta, Çiller ve zamanın Enerji Bakanı hakkından ayrı ayrı soruşturma komisyonları kurulmuştu...
*
Ve tabi, ANAVATAN’lılar hükümete ortağı oldukları partinin genel başkanı hakkından soruşturma komisyonu kurulması için oy kullanınca, ANAYOL hükümeti de çökmüş, Refah Partisi için yeniden hükümet olma fırsatı doğmuştu...
Bunun üzerine Çiller, muhtemelen soruşturma komisyonundaki Refah ve ANAVATAN Partili üye sayısının kendisini Yüce Divan’a gönderme yolunda karar alabilecek çoğunluğa sahip olduğunu dikkate alarak, Refah Partisinin koalisyon teklifini kabul etmiş ve Erbakan’ın başkanlığında REFAHYOL hükümeti kurulmuş, Çiller başbakan yardımcısı olmuştu...
*
Bundan sonraysa dengeler değişmişti...
Çiller ve zamanın Enerji Bakanı hakkında kurulan soruşturma komisyonları çalışmalarını tamamladıktan sonra yapılan oylamada, Refah Partili komisyon üyeleri, Çiller ve bakanı hakkındaki yolsuzluk iddialarını kendileri gündeme taşıyarak gensoru verdikleri ve soruşturma komisyonlarının kurulmasını sağladıkları halde,  her ikisi hakkında da Yüce Divan’a gönderilmelerine gerek olmadığı yönünde oy kullanmışlar, Çiller 7 ye karşı 8 oyla Enerji bakanı ise daha açık farkla Yüce Divan’a gönderilmemişti...
*
Çünkü Refah Partisi için mesele yolsuzluklara karşı gerçekten hassas olunması değil, iktidarın ele geçirilmesiydi...
Yolsuzlukla mücadele filan, kamuoyuna karşı sadece bir aldatmacaydı...
Mantık Makyavel’in “Amaca giden yolda her yol mubahtır” mantığıydı...
Ve bu mantığı kusursuz uygulayan Refah Partisi, Çiller’in siyasi geleceğini tehlikeye sokacak bir kozu oynayarak, Yüce Divan tehdidi ile amacına ulaşmıştı...
Bundan sonrası, iktidarını sürdürmek için ortağını korumayı gerektirmekteydi...
Dün dünde kalmıştı, bugün menfaat ne gerektiriyorsa oydu...
*
Aslına bakılırsa, gerçekten de ne Çiller’in ne de Enerji bakanının Yüce Divana gönderilmesini gerektirecek bir yolsuzluk söz konusu değildi, lakin haklarında kurulan soruşturma komisyonları çalışmaları sonunda hukuken bu sonuca ulaştıkları için değil, tamamen siyasi dengeleri gözeterek Yüce Divan’a göndermeye gerek olmadığı yönünde karar vermişti...
*
Bugün 4 eski bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonunun verdiği karar da aynen böyle siyasidir...
AKP’nin yolsuzlukla mücadele söylemlerinin, Refah Partisinden hiç bir farkı olmadığının en somut göstergesidir...
Hocaları ne yapmışsa, talebeleri de onu yapmaktadır...
Netice ortadadır; komisyondaki AKP’li 9 üyenin oylarına karşı 4 CHP’li ve 1 MHP’li üyenin oyu Yüce Divan’a gönderilmelerine yetmemiştir...
*
Kısacası ülkede değişen bir şey yoktur...
Mecliste kurulan soruşturma komisyonları, her zaman siyasi karar vermiştir ve bugün de bu gelenek bozulmamıştır...
*
Parti içi demokrasi gerçek anlamda var olmadığı, Genel Başkanların tek seçici olduğu ve ağızlarından çıkan emir sayıldığı sürece de bu gelenek değişmeyecek, yasama organında çoğunluğu elinde bulunduran parti, tıpkı bugün olduğu gibi istediği şekilde at oynatacaktır...

Mustafa Tuğrul Turhan




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder