O zaman Niye
Öyle Şimdi Niye Böyle?
Recep
Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ülkenin geleceği bakımından çok büyük
bir tehlike de 2015 yazında yapılacak seçimlerde, AKP’nin yeniden tek başına
iktidar olması, hatta HDP’nin de manevralarıyla TBMM’de Anayasa’yı değiştirecek
bir çoğunluğu yakalaması tehlike değil mi?
*
AKP
bu seçimden de tek parti iktidarı çıkartırsa, bugün provaları yapılan Başkanlık
Sistemi resmen kurulmayacak mı?
*
Hiç
uzatmayalım, AKP yine kazanırsa, bu defa “demokrasi tramvayı” son durağa
gelmeyecek mi?
*
E
öyleyse, nerede Cumhurbaşkanlığı seçiminde parti organlarına danışmadan
torbadan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çıkartıp aday ilan eden ve bunu, ‘yaptımsa ben
yaptım risk aldım’ diyerek savunan Kemal Kılıçdaroğlu?...
*
Nerede,
Kılıçdaroğlu ile üç dakika görüşüp, Ekmeleddin bey’in CHP ile ortak “çatı”
adayları olduğunu açıklayan Devlet Bahçeli?...
*
Sahi
neredeler?
2015’te
genel seçim yok mu?
*
Mevcut
verilere göre, CHP ve MHP’nin, bu seçimde tek başlarına AKP’ iktidarına son
verecek bir başarı gösterebileceğine dair hiçbir ışık olmadığına göre, neden şimdi
de cumhurbaşkanlığı seçiminde yaptıkları gibi işbirliği yapıp, ortak bir seçim
stratejisi oluşturarak, “güç birliği” yapmıyorlar?...
*
Neden,
cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi diğer küçük partilerle de görüşüp geniş
bir yelpaze ile ittifak aramıyorlar?
*
Neden?..
Asıl
birlikte hareket etme zamanı şimdi değilse, ne zaman?
*
Ama
sergiledikleri tutum ve davranışlardan anlaşılan o ki, koşullar birlik olmayı
gerektirmekteyse de CHP ve MHP’nin, önümüzdeki genel seçimlerde,
cumhurbaşkanlığı seçimindeki gibi bir ittifak içine girmesi söz konusu
olmayacak...
*
Bu
durumda da beklenmedik gelişmeler yaşanıp büyük bir sürpriz olmazsa, AKP bu
seçimlerden de galip çıkacak ve var olan bütün sorunlar ikiye üçe katlanacak...
*
Hal
böyle olunca da bu tabloya rağmen, önümüzdeki genel seçimlerde “güç birliği” yapmayan
CHP ve MHP’nin, cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin bey’in çatı adayı olması
konusunda “üç dakikada” anlaşmalarının gerekçesinin ne olduğunu, bu anlaşmanın,
kendi özgür iradeleri ile mi, yoksa birilerinin kulaklarına üflemesi
neticesinde mi sağlandığını ve tabi, böyle yaparak neden seçmeni sonu belli bir
maceraya sürüklediklerini, kamuoyuna açıklamaları tarihi bir zorunluluk
olacak...
*
Öyle
ya,“bu ne perhiz bu ne lahana turşusu”; o zaman niye ittifak da, esas şimdi ittifak
zamanıyken niye ayrı baş, bir planın parçası mısınız diye sormazlar mı adama?..
Mustafa Tuğrul
Turhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder