19 Aralık 2015 Cumartesi

37. Yılında Maraş Katliamı Üzerine...

19 Aralık, Cumhuriyet tarihinin kara lekelerinden birisi olan Maraş Katliamının başlamasının 37. Yılı...
*
Kentte, günler öncesinden, birçok yabancının boy gösterip Alevilerin ve “solcu” olarak bilinenlerin oturdukları semtlerde nüfus sayımı yapıyoruz bahanesiyle konutlar dolaşılarak kapılarına yeni numaraların verilip kırmızı boyayla boyanmasının ardından;  19 Aralık gecesi, Esir Türkler Haftası nedeniyle Ülkücü Gençlik Derneği tarafından Türkiye’de eşzamanlı olarak gösterilen “Güneş Ne Zaman Doğacak” isimli “milliyetçi” filmin, “Müslüman Türkiye”, “Milliyetçi Türkiye”, “Komünistler Moskova’ya” sloganları atılarak oynatıldığı sırada Çiçek sinemasına bir bomba atılması üzerine kendilerine “ülkücü – milliyetçi” diyenlerin önderliğinde “sağ” gruplarca, önce CHP, TÖB-DER ve PTT binalarına yönelik olarak başlatılan ve sonraki günlerde Alevilerin oturdukları mahallelerdeki işaretli evlere saldırılmasıyla süren elim olaylarda  resmi verile göre 150 Alevi yurttaşın katledilmesinin ve bir bu kadar işyerinin yakılıp yıkılmasının 37. Yılı... 
*
Aralığın 19’unda başlayıp 26’sına kadar tam 7 gün süren bu katliam sırasında, zamanın Maraş valisi Tahsin Soylu’nun kente asker gönderilmesi talebinin reddedilmesinin, devletin güvenlik güçlerinin müdahalede yetersiz kalmasının veya başka bir deyişle, müdahale etmemesinin, hatta polise de saldırılıyor gerekçesiyle geriye çekilerek adeta çatışmaları izlemesinin 37. Yılı...
*
Olayların 3. Günü olan 21 Aralık’ta öldürülen 2 “solcu” öğretmenin cenazelerinin kaldırılmasının “ülkücülerce” engellenmesinin ve olayların tırmanarak,  ülkücülerin yönlendirdiği kitlelerin Yörükselim, Madaralı, Serintepe, Yusuflar, Dumlupınar, Yenimahalle ve Sakarya mahalleleri ile şehrin ticaret merkezine 24 Aralık günü, Sakarya ve Namık Kemal mahallelerine, ayrıca Çokyaşar, Cüceli, Karacasu, Emiruşağı köylerine yayılmasının, MHP, ÜGD, Katil Ecevit' ve üç hilal yazılı olan işyerleri dışındaki ev ve işyerlerine saldırılmasının 37. yılı...
*
Kahreden ayıbın ve utancın 37. Yılı...
*
Peki, onca yurttaş katledildi evler, işyeri yakıldı sonra ne oldu?
*
Maraş ve civar iller ile İstanbul ve Ankara’da sıkıyönetim ilan edildi; Maraş katliamıyla ilgili olarak sıkıyönetim mahkemesinde çoğu “ülkücü” ve aşırı “sağcı” 804 kişi hakkında dava açıldı 1991 yılına kadar süren yargılamalar sonunda;  sanıklardan 29’u idama, 7’si müebbet hapse, 32’i 1-24 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı, idam ve müebbet hapis cezaları dışındakilere 1/6 oranında cezai indirimi uygulanırken diğer cezalar azaltılmadı ancak, sıkıyönetim mahkemesinin bu kararı, Yargıtay tarafından bozuldu ve yeniden yapılan yargılama sonucunda idam cezaları uygulanmadı...
*
Dahası, bu katliam davasına “mağdurlar” adına müdahil olan avukatlardan Ceyhun Can 10 Eylül 1979’da Halil Sıtkı Güllüoğlu 3 Şubat 1980'de ve Ahmet Albay’da 3 Mayıs 1980'de öldürüldü...
*
Mahkum olanların cezaları 1991 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu kapsamında ertelendi ve daha sonra da tümü serbest bırakıldı...
*
Daha ilginci; olayların bir numaralı “ülkücü” sanığı Ökkeş Kenger,  yargılanıp beraat etti ve daha sonra soyadını Şendiller olarak değiştirdi; 1991 seçimlerinde Refah partisiyle ittifak yapan Milliyetçi Çalışma Partisinden Kahramanmaraş milletvekili oldu; daha sonra Büyük Birlik Partisine geçti, genel başkan yardımcılığı yaptı, sonra buradan da ayrılarak siyaset yapmaya devam etti...
*
İşte böyle; tıpkı daha öncesinde Malatya ve Çorum’da ve sonrasında Sivas katliamında olduğu gibi, Maraş'ta da kimileri yaşamını yitirdi, ama onların yaşam haklarını ellerinden alanlar, hiçbir ceza almadan ellerini kollarını sallayarak gezdi, üst makamlara geldi...
*
 Ve Maraş Katliamı, geçen 37 yıl içinde unutturulmaya çalışıldı...
*
Başkalarını eli kanlı olmakla suçlayanlar, Maraş sabıkalarını bir “marifetmiş” gibi göstermekten utanmadı; ülkenin sahibi rolünü oynamayı pervasızca sürdürdü...
*
Toplumsal hafızası neredeyse sıfır olan ülkemiz insanları, bu yüz karası olayları unuttukça da bu günlere gelindi...
*
Bense naçizane, "unutmayacağız, unutturmayacağız" diyerek, Maraş katliamın 37. Yılında, yaşamını yitiren tüm yurttaşları rahmetle anıyor, düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünün sorunsuz kullanılacağı aydınlık günlerin yakın olmasını diliyorum...

Mustafa Tuğrul Turhan










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder