10 Mayıs 2017 Çarşamba


Misafirlerim Var...

Halen oturmakta olduğum 289 daireli sitede, yaklaşık 3 yıl kadar önce yönetim kurulu başkanıydım. Mayıs ayına yeni girdiğimiz güzel bir bahar gününde site yönetimine tahsis edilmiş olan büroda çalışırken, sitemizin görevlilerinden birkaçı yanıma gelip de “başkanım gözünüz aydı çocuğunuz oldu” dediklerinde şaşırarak yüzlerine baktığımda güldüklerini fark ettim. Belli ki, yine bir beklenmedik sürpriz bir iş çıkmıştı karşıma.
 
Hayırdır ne oldu yine diye sorduğumda verdikleri cevaba inanamadım; sitemizdeki bloklar arasında bulunan yapay şelalelerden benim daireme yakın olanının etrafında bulunan suni kayaların kovuklarından en büyüğünün içine bir tilkinin yavruladığını söylüyorlardı...
 
Söylediklerinin şaka olmadığını anlayınca durumu yerinde görmek için derhal tilkilerin yuvalandıkları şelaleye gittiğimizde hiçbir yaşam belirtisine rastlayamadık.
 
Sonraki günlerde evimin balkonundan gece geç saatlere kadar izlediğimde öğrendim ki, tilki bilinenden de ilginç bir hayvandı. Bütün gün gece el ayak çekilinceye kadar, saklandıkları kovuktan kafalarını bile çıkartmıyorlar, belli bir saatten sonra etrafta hareket azaldıktan sonra yuvadan önce anne tilki çıkıp çevreyi kolaçan ediyor, kendilerini güvende hissederse yavruların dışarı çıkmasını izin veriyordu. Baba tilki zaman zaman site dışına çıkıyor, muhtemelen avlanıp karnını doyuruyor, yuvanın ve yavruların başına o gelince de anne tilki avlanmak için gidiyordu. Daha birkaç günlük veya en çok birkaç haftalık olmalarına rağmen bu korkunç disipline yavru tilkilerde aynen uyuyordu.
 
Anneleri gece yuvadan çıkmalarına izin verdikten sonra dışarı çıkar çıkmaz birbirleriyle sarmaş dolaş koşup oynuyor, en ufak bir sesten tedirgin olduklarındaysa hemen konuğa doğru koşup saklanmaya çalışıyorlardı.
 
Gece sabaha kadar neler yaptıklarını izlemek için, site güvenliği için monte edilmiş olan çevre kameralarından birisini yuvayı tam olarak görecek şekilde ayarlatıp 24 saatlerini izlediğimde, bütün gün sabırla yuvanın içinde kalıp gece geç saatlere doğru dışarı çıktıklarına ve sabaha kadar kah bir gürültüden ürküp yuvaya kaçtıklarına, kah tekrar çıkıp oynadıklarına tamamen emin olmuştum.
 
Kimseye zararları yoktu, tersine onlar insanlardan ve köpeklerden korkuyorlardı. Lakin gece geç saatlerde site bahçesinde tilkilerin dolaştığını gören bazı site sakinleri bu durumdan şikayetçi olmaya başlamış, söylenti yayıldıkça şikayetler iyice artmıştı. Bazı insanlar kendilerine zarar verebileceğini yönetim olarak bir şeyler yapıp onları siteden uzaklaştırmamızı istiyordu. Bunlardan birisi de benimle birlikte görev yapmakta olan bir site yönetim kurulu üyesiydi.
 
***
Baskılar artınca, Orman Bakanlığı Yaban Hayatı Koruma Dairesini telefonla arayıp ne yapılabileceğini öğrenmek istedim. Görevli müdür, tilkilerin çiftleşme ve yavrulama dönemlerinde aile olarak yaşamalarına karşılık yavrular büyüyünce, ailenin dağıldığını, bu nedenle bir süre sonra hepsinin siteden gideceğini, ancak illa yakalanıp doğal hayata salıverilmeleri isteniyorsa, bize bir ekiple kafes gönderebileceklerini söyledi. Çaresiz kabul ettim ve kafesin gönderilmesini istedim.
 
O gün görevli müdür akşama doğru beni arayarak kafesi gönderdiğini, bizim, tilkileri kafese çekmek için içine çiğ tavuk koymamız gerektiğini, bunun için hazırlık yapmamızı söyledi. Ve bir saat kadar sonra da resmi bir araçla gelen görevlilerce kafes sitemize teslim edildi.
 
 
Kafes, bildiğin tuzak. Tilki’yi kafese girmeye itecek, hoşlandığı bir yiyecek, genellikle çiğ tavuk parçasını kafesin ön tarafına koyuyorsun, hayvan o tavuk parçasını yemek için kafesin içine girip de yiyeceğin olduğu tablaya bastığında, o tabla kafesin arka kapağının hassas ayarlanmış kapak yayını düşürüp tilkinin üzerine kafesin kapısını kapatıyor ve tilki kafesin içinde kalıyor. Kafes bu sistemle çalışıyor.
 
Bir iki gün kurduk kafes tuzağını, ama düşmedi Tilki. Boşuna dememişler kurnaz hayvan diye. Hatta bir defasında biz tilkiye tuzak yemi koyarken, yaklaşık iki metre arkamızdan koşarak geçtiği gördük. Şaka gibiydi ve tilki bizle adeta kafa buluyordu.
 
***
Bu durum beni çok rahatsız ediyordu. Varsayalım, anne tilki kafese düştü ve yakaladık, yavruların hali ne olacaktı?. Onlara kim bakacak, karınlarını kim doyuracaktı?. Veya baba tilki kafese yakalandı, ailenin güvenliğini kim sağlayacaktı? Hele yavrulardan birinin veya bir kaçının yakalanması daha da acı olacaktı.
 
Kaldı ki, o tuzağa bir kedinin, hatta bahçede oynamak isteyen bir küçük çocuğun da düşmesi söz konusu olabilirdi.
 
Kararımı vermiştim. Kimseye belli etmeden onlara yardımcı olacak, Yaban hayvanları koruma dairesini aradığımda konuştuğum müdürün dediği gibi, ailenin yavrular büyüdükten sonra kendiliğinden sitemizi terk etmesine kadar tilkilere destek verecektim.
 
Bu amaçla, görevliler kafesi kurduktan sonra gece tilkiler yuvalarından çıkmadan gidip kafesi kapatıyor, yuvanın çok yakınına da çiğ tavuk parçaları bırakıyor, sonra eve çıkıp balkondan onları izliyordum.
 
Kimseye görünmeden günlerce yaptım bunu. Görünmeden yapıyordum, çünkü birileri göre site yönetim kurulu başkanı tilkileri siteden göndermek için uğraş vereceğine, onları besliyor diye beni tefe koyacak çok insan olduğunu biliyordum.

***
Yaklaşık bir ay kadar kaldılar sitedeki o kovukta. Ben yiyeceklerini geç saatlerde yuvalarının önüne bıraktım, sularını şelaleden içtiler.
 
Ve sonra bir sabah baktım ki, gece bıraktığım tavuk parçaları olduğu gibi duruyordu. Siteyi terk etmiş olabilecekleri geldi aklıma. O gece dikkatle izledim balkondan tilkiler ne zaman çıkacaklar diye ortalarda hiç görünmediler. Anladım ki, gitmişlerdi. Sitenin karşısındaki sözde ormanlık bölgeye. Orada onları, daha büyük tehlikelerin beklediğini biliyorlardı. Zaten büyük ihtimalle bu nedenle gelip bizim sitenin içine yavrulamıştı anne tilki. Ama sonuçta evcil hayvan da değillerdi, dönüp dolaşıp gidecekleri yer öz yurtlarıydı. Fakat ne yazık ki, insanoğlu onların özyurtlarını çoktan ellerinden almış, yaşama haklarını gasp etmişti.
 
***
Dün gece yine gördüm onları. Yine aynı kovuğa yavrulamıştı anne tilki. Kimbilir belki bu defa ki anne, üç yıl önce beslediğim yavrulardan birisiydi.
 
Eski bir dostla karşılaşmış gibi sevindim tilki ailesini gece geç saatte yine o şelalenin etrafında koşup oynarken gördüğümde.
 
Bu gece onlar için hazırlık yaptım özel olarak. Mis gibi tavuk kanatları hazır, saat gece yarısını gösterdiğinde bahçeye inip yuvalarının yakınına bırakacağım yine eskisi gibi.
 
 
Misafirlerim onlar, yine yavrular büyüyüp aile dağılana kadar bakacağım onlara.
 
Hem de büyük bir zevkle...   10.05.2017
 
                                                              --0--
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder