Misafirlerim Var...
Halen oturmakta olduğum 289 daireli sitede, yaklaşık 3 yıl kadar önce yönetim kurulu başkanıydım. Mayıs ayına yeni girdiğimiz güzel bir bahar gününde site yönetimine tahsis edilmiş olan büroda çalışırken, sitemizin görevlilerinden birkaçı yanıma gelip de “başkanım gözünüz aydı çocuğunuz oldu” dediklerinde şaşırarak yüzlerine baktığımda güldüklerini fark ettim. Belli ki, yine bir beklenmedik sürpriz bir iş çıkmıştı karşıma.
Halen oturmakta olduğum 289 daireli sitede, yaklaşık 3 yıl kadar önce yönetim kurulu başkanıydım. Mayıs ayına yeni girdiğimiz güzel bir bahar gününde site yönetimine tahsis edilmiş olan büroda çalışırken, sitemizin görevlilerinden birkaçı yanıma gelip de “başkanım gözünüz aydı çocuğunuz oldu” dediklerinde şaşırarak yüzlerine baktığımda güldüklerini fark ettim. Belli ki, yine bir beklenmedik sürpriz bir iş çıkmıştı karşıma.
Hayırdır
ne oldu yine diye sorduğumda verdikleri cevaba inanamadım; sitemizdeki bloklar
arasında bulunan yapay şelalelerden benim daireme yakın olanının etrafında
bulunan suni kayaların kovuklarından en büyüğünün içine bir tilkinin
yavruladığını söylüyorlardı...
Söylediklerinin
şaka olmadığını anlayınca durumu yerinde görmek için derhal tilkilerin
yuvalandıkları şelaleye gittiğimizde hiçbir yaşam belirtisine rastlayamadık.
Sonraki
günlerde evimin balkonundan gece geç saatlere kadar izlediğimde öğrendim ki,
tilki bilinenden de ilginç bir hayvandı. Bütün gün gece el ayak çekilinceye
kadar, saklandıkları kovuktan kafalarını bile çıkartmıyorlar, belli bir saatten
sonra etrafta hareket azaldıktan sonra yuvadan önce anne tilki çıkıp çevreyi
kolaçan ediyor, kendilerini güvende hissederse yavruların dışarı çıkmasını izin
veriyordu. Baba tilki zaman zaman site dışına çıkıyor, muhtemelen avlanıp
karnını doyuruyor, yuvanın ve yavruların başına o gelince de anne tilki
avlanmak için gidiyordu. Daha birkaç günlük veya en çok birkaç haftalık
olmalarına rağmen bu korkunç disipline yavru tilkilerde aynen uyuyordu.
Anneleri
gece yuvadan çıkmalarına izin verdikten sonra dışarı çıkar çıkmaz birbirleriyle
sarmaş dolaş koşup oynuyor, en ufak bir sesten tedirgin olduklarındaysa hemen
konuğa doğru koşup saklanmaya çalışıyorlardı.
Gece
sabaha kadar neler yaptıklarını izlemek için, site güvenliği için monte edilmiş
olan çevre kameralarından birisini yuvayı tam olarak görecek şekilde ayarlatıp
24 saatlerini izlediğimde, bütün gün sabırla yuvanın içinde kalıp gece geç
saatlere doğru dışarı çıktıklarına ve sabaha kadar kah bir gürültüden ürküp
yuvaya kaçtıklarına, kah tekrar çıkıp oynadıklarına tamamen emin olmuştum.
Kimseye
zararları yoktu, tersine onlar insanlardan ve köpeklerden korkuyorlardı. Lakin
gece geç saatlerde site bahçesinde tilkilerin dolaştığını gören bazı site
sakinleri bu durumdan şikayetçi olmaya başlamış, söylenti yayıldıkça şikayetler
iyice artmıştı. Bazı insanlar kendilerine zarar verebileceğini yönetim olarak
bir şeyler yapıp onları siteden uzaklaştırmamızı istiyordu. Bunlardan birisi de
benimle birlikte görev yapmakta olan bir site yönetim kurulu üyesiydi.
***
Baskılar
artınca, Orman Bakanlığı Yaban Hayatı Koruma Dairesini telefonla arayıp ne
yapılabileceğini öğrenmek istedim. Görevli müdür, tilkilerin çiftleşme ve
yavrulama dönemlerinde aile olarak yaşamalarına karşılık yavrular büyüyünce,
ailenin dağıldığını, bu nedenle bir süre sonra hepsinin siteden gideceğini,
ancak illa yakalanıp doğal hayata salıverilmeleri isteniyorsa, bize bir ekiple
kafes gönderebileceklerini söyledi. Çaresiz kabul ettim ve kafesin
gönderilmesini istedim.
O
gün görevli müdür akşama doğru beni arayarak kafesi gönderdiğini, bizim,
tilkileri kafese çekmek için içine çiğ tavuk koymamız gerektiğini, bunun için
hazırlık yapmamızı söyledi. Ve bir saat kadar sonra da resmi bir araçla gelen
görevlilerce kafes sitemize teslim edildi.
Kafes,
bildiğin tuzak. Tilki’yi kafese girmeye itecek, hoşlandığı bir yiyecek,
genellikle çiğ tavuk parçasını kafesin ön tarafına koyuyorsun, hayvan o tavuk
parçasını yemek için kafesin içine girip de yiyeceğin olduğu tablaya bastığında,
o tabla kafesin arka kapağının hassas ayarlanmış kapak yayını düşürüp tilkinin
üzerine kafesin kapısını kapatıyor ve tilki kafesin içinde kalıyor. Kafes bu
sistemle çalışıyor.
Bir
iki gün kurduk kafes tuzağını, ama düşmedi Tilki. Boşuna dememişler kurnaz
hayvan diye. Hatta bir defasında biz tilkiye tuzak yemi koyarken, yaklaşık iki
metre arkamızdan koşarak geçtiği gördük. Şaka gibiydi ve tilki bizle adeta kafa
buluyordu.
***
Bu durum beni çok rahatsız ediyordu. Varsayalım, anne tilki kafese düştü ve yakaladık, yavruların hali ne olacaktı?. Onlara kim bakacak, karınlarını kim doyuracaktı?. Veya baba tilki kafese yakalandı, ailenin güvenliğini kim sağlayacaktı? Hele yavrulardan birinin veya bir kaçının yakalanması daha da acı olacaktı.
Bu durum beni çok rahatsız ediyordu. Varsayalım, anne tilki kafese düştü ve yakaladık, yavruların hali ne olacaktı?. Onlara kim bakacak, karınlarını kim doyuracaktı?. Veya baba tilki kafese yakalandı, ailenin güvenliğini kim sağlayacaktı? Hele yavrulardan birinin veya bir kaçının yakalanması daha da acı olacaktı.
Kaldı
ki, o tuzağa bir kedinin, hatta bahçede oynamak isteyen bir küçük çocuğun da
düşmesi söz konusu olabilirdi.
Kararımı
vermiştim. Kimseye belli etmeden onlara yardımcı olacak, Yaban hayvanları
koruma dairesini aradığımda konuştuğum müdürün dediği gibi, ailenin yavrular
büyüdükten sonra kendiliğinden sitemizi terk etmesine kadar tilkilere destek
verecektim.
Bu
amaçla, görevliler kafesi kurduktan sonra gece tilkiler yuvalarından çıkmadan
gidip kafesi kapatıyor, yuvanın çok yakınına da çiğ tavuk parçaları bırakıyor,
sonra eve çıkıp balkondan onları izliyordum.
Kimseye
görünmeden günlerce yaptım bunu. Görünmeden yapıyordum, çünkü birileri göre
site yönetim kurulu başkanı tilkileri siteden göndermek için uğraş vereceğine,
onları besliyor diye beni tefe koyacak çok insan olduğunu biliyordum.
***
Yaklaşık bir ay kadar kaldılar sitedeki o kovukta. Ben yiyeceklerini geç saatlerde yuvalarının önüne bıraktım, sularını şelaleden içtiler.
***
Yaklaşık bir ay kadar kaldılar sitedeki o kovukta. Ben yiyeceklerini geç saatlerde yuvalarının önüne bıraktım, sularını şelaleden içtiler.
Ve
sonra bir sabah baktım ki, gece bıraktığım tavuk parçaları olduğu gibi
duruyordu. Siteyi terk etmiş olabilecekleri geldi aklıma. O gece dikkatle
izledim balkondan tilkiler ne zaman çıkacaklar diye ortalarda hiç görünmediler.
Anladım ki, gitmişlerdi. Sitenin karşısındaki sözde ormanlık bölgeye. Orada
onları, daha büyük tehlikelerin beklediğini biliyorlardı. Zaten büyük ihtimalle
bu nedenle gelip bizim sitenin içine yavrulamıştı anne tilki. Ama sonuçta evcil
hayvan da değillerdi, dönüp dolaşıp gidecekleri yer öz yurtlarıydı. Fakat ne
yazık ki, insanoğlu onların özyurtlarını çoktan ellerinden almış, yaşama
haklarını gasp etmişti.
***
Dün
gece yine gördüm onları. Yine aynı kovuğa yavrulamıştı anne tilki. Kimbilir
belki bu defa ki anne, üç yıl önce beslediğim yavrulardan birisiydi.
Eski
bir dostla karşılaşmış gibi sevindim tilki ailesini gece geç saatte yine o
şelalenin etrafında koşup oynarken gördüğümde.
Bu
gece onlar için hazırlık yaptım özel olarak. Mis gibi tavuk kanatları hazır,
saat gece yarısını gösterdiğinde bahçeye inip yuvalarının yakınına bırakacağım
yine eskisi gibi.
Misafirlerim
onlar, yine yavrular büyüyüp aile dağılana kadar bakacağım onlara.
Hem de büyük
bir zevkle... 10.05.2017
--0--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder