Muhalefet Madem
ki Meclistedir...
Haklarında
sürüyle yolsuzluk iddiaları bulunan dört bakanın kabineden dışlanmasının ve
başbakan hakkında ciddi iddiaların ortaya dökülmesinin üzerinden epey zaman
geçti...
Muhalefet,
bırakın meclisten çekilmeyi, sokaktaki insandan farklı davranıp da Anayasa’da
öngörülen denetim yollarını etkili şekilde kullanmak yerine, bağırıp çağırmayı
tercih etti...
*
Daha
önce de yazdığımız gibi hükümet hakkında tek bir gensoru önergesi verilmedi...
Yolsuzluk
iddiaları ayyuka çıkan bu dört bakan hakkında meclis soruşturması açılmasını istenmedi...
*
Dün
meclis muhalefetin çağrısıyla olağanüstü toplandı...
Önceden
rahatlıkla tahmin edileceği üzere kargaşa yaşandı ve toplantı sona erdi...
Olacağı
buydu...
Bu
toplantıdan ne bekleniyordu?
Fezlekeler
mecliste okunsa sonuçları ne olacaktı?
Bunun
bir yaptırım getirmesi mümkün müydü?
Değildi...
Dün,
muhalefet üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek peşindeydi...
Sonunda
hukuki bir süreç başlamayacak olsa da fezlekeler okunursa, seçimler öncesinde
bunun iyi bir propaganda olacağını ve AKP’nin kamuoyu nezdinde yara alacağını
hesap ediyordu...
Ama
evdeki hesap çarşıya uymadı...
*
Uyamazdı çünkü Anayasanın yüzüncü maddesinde, aynen “Başbakan veya Bakanlar hakkında,
Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği
önerge ile soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay
içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar.
Soruşturma
açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri
oranında Komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri
adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş
kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma
sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar.” Denilmekteydi...
Buna
göre muhalefet, meclis soruşturması için zamanında girişimde bulunmuş olsaydı,
şimdiye kadar ciddi bir mesafe alınmış olacaktı...
*
*
Ama
ne yazık ki bu girişim hala yapılmamıştır...
İktidar
her rejimde vardır, demokrasiyi demokrasi yapan muhalefetin olmasıdır...
Sadece
bu mu?
Hayır!
Muhalefetin
muhalefet görevini layıkıyla yapması, Anayasal ve yasal bütün yolları sonuna kadar
kullanması gerekir...
İşte
o zaman gerçek bir demokrasiden söz edilebilecektir...
*
Şimdi
birileri, muhalefet partileri soruşturma önergesi verseler ne olacak, iktidarın
oylarıyla o da reddedilirdi diyebilir...
Lakin
bu doğru bir yaklaşım değildir...
Bu
mantıkla hareket edilecekse, dün meclisi toplantıya çağırmanın da, mecliste
oturmanın da gereği olmadığı açıktır...
*
Mademki
bunca olup bitene rağmen muhalefet meclistedir, o halde hiç değilse, soruşturma
önergesi vermeli, dosyaların içeriğine ilişkin detaylı olarak bilgi sahibi olma
yolunu açmaya çalışmalıdır...
Eğer
iktidar partisi bunu engellerse, muhalefet işte o zaman dün olduğundan daha
güçlü olacak, yolsuzluğun sadece dört bakanla veya başbakanla sınırlı
olmadığını, AKP’nin bir bütün olarak yolsuzluklar batağına saplandığını açık
bir şeklide ortaya koymuş olacaktır...
Mustafa Tuğrul
Turhan